- ön gösterim
- is.
Bir temsilin ilk oynanışı veya bir filmin ilk gösterimi
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
gösterim — is., sin., TV 1) Görüntülerin gösterici yardımıyla bir yüzeye yansıtılması işi, projeksiyon 2) Sinema salonlarında filmin gösterilmeye başlaması, vizyon 3) Sinema, tiyatro, konser vb. sanat dallarında verilen gösterilerden her biri, seans… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çoklu gösterim — is. Görsel veya işitsel iletişim araçlarını bir arada kullanarak herhangi bir konuyu daha yönlü tanıtma, multivizyon … Çağatay Osmanlı Sözlük
projeksiyon — is., fiz., Fr. projection 1) İz düşümü 2) sin., TV Gösterim 3) Gösterim işlemini yapan alet Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller projeksiyon tutmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
AFM International Independent Film Festival — The article is about the newer independent festival, held in February. For the older festival, held in April, see Istanbul International Film Festival. AFM International Independent Film Festival, more commonly known as !f Istanbul is an annual,… … Wikipedia
canlandırma — is. 1) Canlandırmak işi Küçük kafasında kendisini çağırtan ihtiyar kadının hayalini canlandırmaya çalışıyordu. H. E. Adıvar 2) ed. Kişileştirme 3) Otel, tatil köyü vb. turistik yerlerde konukları eğlendirmek için çeşitli oyunlar, gösteriler yapma … Çağatay Osmanlı Sözlük
çoklu — sf. İçinde birden çok işlev barındıran Birleşik Sözler çoklu gösterim çoklu ortam … Çağatay Osmanlı Sözlük
denetçi — is. 1) Denetlemeyle görevli kimse, murakıp, kontrolör 2) sin., TV Görüntülerin, sesin, rengin kusursuz olup olmadığını, çizik vb. bulunup bulunmadığını gösterim odasında filmi izleyerek inceleyen kimse Birleşik Sözler başdenetçi kamu denetçisi … Çağatay Osmanlı Sözlük
gala — is., İt. gala 1) Resmî bir törenden sonra yapılan büyük ve gösterişli şölen 2) Ön gösterim Yalnız bir gece için ecnebilere verdiği bir Kontes Maritza galasını da hiç unutamazdı. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
multivizyon — Fr. multivision Çoklu gösterim … Çağatay Osmanlı Sözlük
ön — is. 1) Bir şeyin esas tutulan yüzü, arka karşıtı Beş on kişi, köşkün önünde toplandık. M. Ş. Esendal 2) Bir şeyin esas tutulan yüzünün baktığı yer, karşı Altmış yaşında anamın önünde sigara içmek istemezdim. B. Felek 3) Bir kimsenin ilerisi Bir… … Çağatay Osmanlı Sözlük