- ön göğüs
- is., -ğsü
Böceklerde göğüs gölgesinde bulunan üç halkadan en öndeki
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
goguś — {{/stl 13}}{{stl 8}}rz. mos V, lm M. goguśusie, D. goguśusiów {{/stl 8}}{{stl 7}} z lekceważeniem o człowieku przesadnie dbającym o swój wygląd oraz modny ubiór, niepoważnym, zniewieściałym; elegancik {{/stl 7}} … Langenscheidt Polski wyjaśnień
göğüs — is., ğsü 1) Vücudun boyunla karın arasında bulunan ve kalp, akciğer vb. organları içine alan bölümü, sine 2) Bu vücut bölümünün ön tarafı, sırt karşıtı Genç ve meçhul kadın çocuğunu göğsüne basarak girdi. A. Gündüz 3) Bu bölümün içindeki organlar … Çağatay Osmanlı Sözlük
göğüs boşluğu — is., anat. Akciğerlerle kalbi içine alan akciğer zarının çevrelediği boşluk, göğüs kovuğu, göğüs çukuru … Çağatay Osmanlı Sözlük
göğüs kafesi — is., anat. Vücutta omurganın, kaburgaların ve göğüs kemiğiyle bunları saran kasların oluşturduğu yürek ve akciğerleri koruyan boşluk Müthiş bir acı, göğüs kafesinden kopup boğazına sarılıyor. A. İlhan … Çağatay Osmanlı Sözlük
Gogus, S. — S. Gogus, (3. Jan.), ein Abt in Gallien, von welchen wir nur den Namen und das Land, in welchem er gelebt und gewirkt hat, wissen. (I. 154. 1090.) … Vollständiges Heiligen-Lexikon
göğüs cerrahisi — is., tıp Cerrahinin göğüs içi organlarıyla ilgili dalı … Çağatay Osmanlı Sözlük
göğüs çaprazı — is., sp. Güreşte karşısındakini koltuk altlarından çapraz yakalama Rakiplerini göğüs çaprazı ile yenerdi … Çağatay Osmanlı Sözlük
göğüs çukuru — is., anat. Göğüs boşluğu … Çağatay Osmanlı Sözlük
göğüs darlığı — is., tıp Solunumu güçleştiren hastalık Fikrince, güya bu koku, göğüs darlığına birebirmiş. S. M. Alus … Çağatay Osmanlı Sözlük
göğüs eti — is. Göğüs kısmında bulunan et … Çağatay Osmanlı Sözlük
göğüs göğüse — zf. Karşı karşıya, yüz yüze Tehlike, ıstırap, korku orada göğüs göğüse bir kavganın acılarını tattım. F. R. Atay … Çağatay Osmanlı Sözlük