tesadüf etmek — rastlamak, rast gelmek Ara sıra birbirimize tesadüf ettikçe biraz dertleşmek vaadiyle ayrıldık. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
düşmek — e, er 1) Yer çekiminin etkisiyle boşlukta, yukarıdan aşağıya inmek Havada uçan kuş vurulmuş gibi birdenbire sokağa düşüyor. R. N. Güntekin 2) den Durduğu, bulunduğu, tutunduğu yerden ayrılarak veya dayanağını, dengesini yitirerek yukarıdan… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çatmak — i, ar 1) Odun, değnek, kılıç, tüfek vb. uzun şeylerden birkaç tanesini, tepelerinden birbirine çaprazlama dayayarak durdurmak Avlusunda silahlarını çatmış, ayaklarını germiş askerler var. F. R. Atay 2) Kereste vb.ni birbirine tutturmak 3) Bir… … Çağatay Osmanlı Sözlük
rastlama — is. Rastlamak işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
rastlaşmak — nsz, le 1) Birbiriyle karşılaşmak, birbirine rastlamak, tesadüf etmek Rastlaştığımız her Allahın kulu bir selama değer, çıkarımız olmasa da. H. Taner 2) Aynı zamanda olmak, üst üste gelmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
bula bula bunu (onu veya bir şeyi veya bir kimseyi) bulmak — 1) var olanların en değersizini seçmek 2) kötü bir şeye rastlamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
denk gelmek — 1) uygun düşmek, uygun gelmek Neleri, nasıl yazacağımıza gelince, yaşadığım günden başlayıp, denk geldikçe geriye dönüşlerle. N. Meriç 2) rast gelmek, rastlamak Dolunun her biri, denk gelse bir kafa yarardı. T. Buğra … Çağatay Osmanlı Sözlük
isabet etmek — 1) nişan alınan yere değmek, rastlamak Kurşun hedefe isabet etti. 2) çıkmak Piyangodan yüz bin lira isabet etti. 3) yerinde iş görmüş olmak O hâlde yalnız çıkmış olduğuma çok isabet etmiştim. H. E. Adıvar 4) belli bir yerde bulunmak, yer almak… … Çağatay Osmanlı Sözlük
rast gelmek — 1) düşünmediği, ummadığı hâlde karşılaşmak, rastlamak, tesadüf etmek Bu kadın kadar tamahkâr bir insana ömründe rast gelmedi. Y. K. Karaosmanoğlu 2) düşünmediği veya düşülmediği hâlde payına düşmek Kumaşın iyisi bana rast geldi. 3) atılan şey… … Çağatay Osmanlı Sözlük
...-i tutmak — bir işi yapacağı ve göreceği o zamana rastlamak Geleceği tutmak. Gideceği tutmak … Çağatay Osmanlı Sözlük