- sert buğday
- is., bit. b.
Kırma ve öğütmeye karşı daha dirençli olan yoğunluğu diğer buğdaylara göre daha yüksek bulunan ve tane kesiti camsı görünen buğday
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
buğday — is., bit. b. 1) Buğdaygillerin örnek bitkisi (Triticum) 2) Bu bitkinin başaktan ayrılıp öğütülmesiyle elde edilen tanesi Birleşik Sözler buğday benizli buğday biti buğday güvesi buğday pası buğday rengi buğday sürmesi … Çağatay Osmanlı Sözlük
sert — sf., Far. serd 1) Çizilmesi, kırılması, buruşması, kesilmesi veya çiğnenmesi güç olan, pek, katı, yumuşak karşıtı Sert tahta. 2) Esnekliği az olan, kolayca eğilip bükülmeyen Tabakanın sert yaylı kapağını tak diye kapatıyor. T. Buğra 3) Kolay… … Çağatay Osmanlı Sözlük
karabaş — is. 1) Rahip, keşiş 2) Bir hücreli özel bir asalağın, hindinin karaciğerine yerleşerek yaptığı, büyük ölçüde ölümlere yol açan kümes hastalığı 3) mec. Evlenmemiş, evlenmek istemeyen erkek 4) bit. b. Ballıbabagillerden, çiçekleri mavi veya menekşe … Çağatay Osmanlı Sözlük
sümter — is., bit. b. Kırmızımtırak, küçük taneli sert buğday … Çağatay Osmanlı Sözlük
yumuşak — sf., ğı 1) Dokunulduğunda veya üzerine basıldığında çukurlaşan, eski biçimini kaybeden, katı karşıtı Pamuk yumuşaktır. 2) Kolaylıkla bükülen, buruşmayan, sert karşıtı Yaş dallar yumuşak olur. Yumuşak kumaş. 3) Dokunulduğunda hoş bir duygu… … Çağatay Osmanlı Sözlük
bulgur — is. 1) Kaynatılıp kurutulduktan ve kabuğu çıkarıldıktan sonra kırılan buğday 2) Sert ve ufak taneler durumunda yağan kar, ebebulguru Birleşik Sözler bulgur çorbası bulgur pilavı ebebulguru … Çağatay Osmanlı Sözlük
karakılçık — is., ğı, bit. b. Kılçıkları siyah olan, kırmızı veya beyaz, sert taneli buğday … Çağatay Osmanlı Sözlük
kunduru — is., hlk. Başağı dört sıradan oluşan, bir tür sert, sarı, iyi buğday … Çağatay Osmanlı Sözlük