- sert
- sf., Far. serd
1) Çizilmesi, kırılması, buruşması, kesilmesi veya çiğnenmesi güç olan, pek, katı, yumuşak karşıtı
Sert tahta.
2) Esnekliği az olan, kolayca eğilip bükülmeyenTabakanın sert yaylı kapağını tak diye kapatıyor.
- T. Buğra3) Kolay dayanılmayan, zor katlanılan, etkili, yumuşak karşıtıSert iklim. Sert hava.
4) Güçlü kuvvetliKapıyı kapadı, döndü, sert adımlarla ilerledi.
- M. Ş. Esendal5) Sarsıcı niteliği olan, çarpıcı, keskin, hafif karşıtıSert şarap. Sert tütün.
6) Bağışlaması, hoşgörüsü olmayanBirçokları beni dik ve sert olduğum için belki sevmiyorlardı.
- M. Ş. Esendal7) Gönül kırıcı, katı, ters... sarardı, dudakları titredi ama adam sert bir davranışla kadehi kadının eline tutuşturdu.
- H. E. Adıvar8) mec. Hırçın, öfkeli, hiddetli, gönül kırıcıSert ses.
Zaten Atatürk'ün ne vakit öfkesine kapılarak herhangi bir kimseye karşı herhangi bir sert harekette bulunduğunu kim hatırlar?
- Y. K. Karaosmanoğlu9) mec. Titizlikle uygulanan, sıkıSert bir yönetim.
10) dbl. ÖtümsüzBirleşik Sözler- sert su- sert zar
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.