- şöhret sahibi
- sf.
Ün kazanmış
Şöhret sahibi imza, güçlük çekmezdi eserine alıcı bulmakta.
- Y. Z. Ortaç
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Şöhret sahibi imza, güçlük çekmezdi eserine alıcı bulmakta.
- Y. Z. OrtaçÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
şöhret — is., Ar. şuhret 1) Herkesçe bilinme, tanınma durumu, ün Kıran Bey, çetesinin şöhretini her tarafa yaydı. R. H. Karay 2) Tanınmış, ünlü kimse Bu salonda hepsini ilk defa gördüğüm altı şöhret var. Y. Z. Ortaç Birleşik Sözler şöhret sahibi yalancı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
şöhret bulmak (veya kazanmak) — ün sahibi olmak, üne kavuşmak, ünlenmek Fakat Nedim den hoşlanan kızlarla kadınların çoğu onu, yeni şöhret bulan bir sinema aktörüne benzetmektedir. Y. K. Karaosmanoğlu Her mahallede hatta satıcılar arasında şöhret kazanmış olan güzel sesliler… … Çağatay Osmanlı Sözlük
İSTİŞHAR — Şöhret sahibi olmak. Şöhret kazanmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
nam almak — şöhret sahibi olmak, tanınmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
sahip — is., bi, Ar. ṣāḥib 1) Herhangi bir şey üstünde mülkiyeti olan, onu yasaya uygun bir biçimde dilediği gibi kullanabilen kimse, iye, malik Ev sahibinin yanına gidileceğini tavrıyla belli ediyordu. R. H. Karay 2) Herhangi bir niteliği olan kimse,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ŞÖHRETŞİÂR — f. şöhretli. şöhret sahibi … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
HUBB-U CAH — f. Şöhret düşkünlüğü, makam sevgisi. Rütbe hırsı.(İnsanda, ekseriyet itibariyle hubb u câh denilen hırs ı şöhret ve hodfüruşluk ve şan ü şeref denilen riyakârâne halklara görünmek ve nazar ı âmmede mevki sahibi olmağa, ehl i dünyanın her ferdinde … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
BANEVA — f. Zengin, mal, mülk sahibi. * Meşhur, şöhret bulmuş, ünlü, namdar … Yeni Lügat Türkçe Sözlük