şöyle bir bakmak (veya göz atmak) — kısaca bakmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
şöyle — zf. 1) Şunun gibi, şuna benzer biçimde O zamanlar, şöyle öğleye doğru otele bir başvurup çamaşır değiştireceği varsa değiştiriyor. E. E. Talu 2) Şu yolda, şu biçimde, aşağı yukarı Kendisi lisedeki ilk zamanlarını şöyle anlatmıştı. F. R. Atay… … Çağatay Osmanlı Sözlük
bir — is. 1) Sayıların ilki 2) Bu sayıyı gösteren 1, I rakamlarının adı 3) sf. Bu sayı kadar olan Bir kalem. 4) sf. Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı) Bir adam sizi arıyor. 5) sf. Tek Allah birdir. 6) sf. Beraber Hep biriz, ayrılmayız … Çağatay Osmanlı Sözlük
şöyle dursun — bir işin gerçekleşmekten çok uzak bulunduğunu, ona bağlı daha kolay, daha basit bir şeyin bile gerçekleşmediğini anlatan bir söz Uyumak şöyle dursun, biraz dinlenmek bile mümkün olmadı … Çağatay Osmanlı Sözlük
şöyle ki — bir düşünceyi, bir iddiayı açıklamak için söylenecek sözlerin başına gelen bağlaç Hakkında yanlış işlem yapılmıştır. Şöyle ki … Çağatay Osmanlı Sözlük
bir söyle on dinle — az konuşup çok dinlemek yararlı olur anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
ha şöyle — yapılan bir işin beğenildiğini anlatan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
iki dinle bir söyle — çok konuşmak doğru değildir anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
arkadaşını söyle, kim olduğunu söyleyeyim — kişi kendisine uygun kimselerle arkadaşlık kuracağı için arkadaşını tanıdığımızda o adamın da kimliğini öğrenmiş oluruz anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
az söyle, çok dinle — kişinin gereksiz konuşmaktansa az konuşması ve konuşulanları dinlemesi daha iyidir anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük