- bakış açısı
- is.
Bir olay, konu veya düşünce incelenirken izlenen belirli yön, görüş açısı, açılım
Bu üslubu ve bakış açısı yüzünden arka plana kaymış.
- T. Buğra
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Bu üslubu ve bakış açısı yüzünden arka plana kaymış.
- T. BuğraÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
bakış — is. Bakma işi veya biçimi Bakışları adamakıllı öfkeli olurdu. S. Birsel Birleşik Sözler bakış açısı içe bakış süzgün bakış yan bakış kuş bakışı … Çağatay Osmanlı Sözlük
görüş açısı — is. 1) Bir şeyi görebilme alanı Ondan evvel görüş açısı içine yandan giren bu uzun gölge bulanık bir karaltıdan ibaretti. P. Safa 2) Bakış açısı Demek gerçekler, görüş açısına, çevrenin etki ve baskısına göre bambaşka biçimlere ve renklere… … Çağatay Osmanlı Sözlük
açı — mat. 1) Birbirini kesen iki yüzey veya aynı noktadan çıkan iki yarım doğrunun oluşturduğu geometrik biçim, zaviye 2) mec. Görüş, bakım, yön, anlayış biçimi Bu röportajların özellikleri açı tazeliği, sunuş özelliği ve kıvrak mizahı idi. H. Taner… … Çağatay Osmanlı Sözlük
nazar — (A.) [ ﺮﻈﻥ ] 1. bakış. 2. ilgi gösterme, iltifat etme. 3. bakış açısı … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
Kanal Avrupa — ( deutsche Übersetzung: Kanal Europa ) ist ein Fernsehsender, der europaweit ein 24 stündiges Vollprogramm in türkischer Sprache aussendet. Kanal Avrupa ist ein Unternehmen der Akbas Media Company GmbH. Gegründet wurde der Sender Anfang 2005 in… … Deutsch Wikipedia
açılım — is. 1) Açılma 2) Bakış açısı Bu gezi dış politikada yeni bir açılımı simgeliyor. 3) gök b. Sağ açıklık Güneşin bir yıldaki açılımı 23 derece 27 dakikadan +23 derece 27 dakikaya kadar değişir. 4) mat. Bir kısaltma veya formülün açık biçimi … Çağatay Osmanlı Sözlük
genelleyici — sf. Genelleme işini yapan Ne var ki genelleyici bakış açısı, bizi bazen yararlı ayrıntılara inmekten ister istemez alıkoyuyor. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
geniş ufuklu — sf. Görüşü ve bakış açısı geniş olan (kimse) … Çağatay Osmanlı Sözlük
ışıklanmak — nsz Işıklı duruma gelmek, aydınlanmak, ışımak Durum aynı kaldığı hâlde, onun duruma bakış açısı ışıklanır ve sevimli kahkahalarını atmaya başlardı. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
tek taraflı — sf., mec. 1) Bir yanı, tarafı olan 2) Tek bakış açısı olan, tek yanlı … Çağatay Osmanlı Sözlük