- yakın akraba
- is.
Birinci derecede yakınlığı olan akraba
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
yakın — sf. 1) Az bir ara ile ayrılmış olan (zaman veya yer), uzak karşıtı 2) Küçük, önemsiz değişikliklerle birbirinden ayrılan Buna yakın bir söz söyledi. 3) Aralarında sıkı ilgi bulunan 4) Benzeyen, andıran, yaklaşan Beş dönüme yakın bahçesi bir… … Çağatay Osmanlı Sözlük
akraba — is., ç., huk., Ar. aḳribā 1) Kan veya evlilik yoluyla birbirine bağlı olan kimseler, hısım Geceleyin, babam, amcam, akrabamız, hepsi istasyonda idiler. Y. K. Beyatlı 2) Oluşma yönünden aynı kaynağa dayanan şeyler Akraba diller. 3) mec. Biri,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
hısım akraba — is. Yakın ve uzak bütün akrabalar Hısım akraba bir mahallede toplandılar … Çağatay Osmanlı Sözlük
ZEVİ-L ERHAM — Yakın akraba … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
fücûr — (A.) [ رﻮﺠﻓ ] 1. yakın akraba evliliği. 2. günahkarlık, sefihlik … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
AŞİRET — Kabile, oymak, göçebe halinde yaşıyan ekseri bir soydan gelen cemaat. Yakın akraba, âile … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MAHREM — Gizli. * Dince ve şer an müsaade olunmayan. * Birisinin hususi hâllerine ait gizli sır. * Nikâh düşmeyen, evlenilmesi haram olan yakın akraba. (Baba, dede, anne, nine, erkek ve kızkardeş, amca, dayı, hala ve teyzeler arasında bir neseb yakınlığı … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MÜTEALLİKAT — Yakın olanlar, müteallik olanlar. Akraba. * Gr: Bir cümlenin mânasını açıklayan, tamamlayan kelimeler … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
uzak — sf., ğı 1) Gidilmesi çok süren, çok ötelerde bulunan, ırak, yakın karşıtı Mualla, uzaklardan bir ses duyar gibi oldu. P. Safa 2) Arada çok zaman bulunan Uzak bir gelecekte neler olacağı bilinmez. 3) Eli, gücü veya hükmü yetişmez O böyle işlerden… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kadaş — kardeş, hısım, akraba, I, 86, 403. 407; II, 102; II I, 62, 96, 143, 245, 382bkz: kada ş kardeş glbi yakın olan hısım, akraba, I, 369; III, 23, 327bkz: kadaş … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini