yan atışı

yan atışı
is., sp.
Taç atışı

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Нужно решить контрольную?

Look at other dictionaries:

  • yan — is. 1) Bir şeyin ön, arka, alt ve üst dışında kalan bölümü Yolcuların girdiği iskele yanından kendini denize attı. M. Ş. Esendal 2) Sağ ve solun ortak adı, yön, taraf, cihet Yaşlı garson yanımıza geldi. Y. K. Karaosmanoğlu 3) Yer 4) Üst 5)… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • taç atışı — is., sp. Futbol veya hentbolda taca çıkan topun, karşı takım oyuncusu tarafından elle baş üzerinden geçirilip arkadan öne doğru oyun alanına atılması, yan atışı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • köşe atışı — is., sp. Futbol, hentbol ve su topunda bir oyuncu, topu kendi kale çizgisi dışına çıkardığında karşı taraf lehine kale çizgisi ile yan çizgisinin kesiştiği noktadan verilen serbest vuruş hakkı, köşe vuruşu, korner, korner atışı, korner vuruşu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • atış — is. 1) Atma işi veya biçimi 2) Kalp veya nabzın vuruşu, çarpışı Birleşik Sözler atış yeri endirekt atış çengel atış çift atış potalı atış başlama atışı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • köşe — is., Far. gūşe 1) Birbirini kesen iki çizginin, iki düzlemin oluşturduğu açı, zaviye Kutunun sivri köşesi. 2) İki duvarın birleştiği girintili veya çıkıntılı yer Seniha Hanım parmağını odanın köşesine uzattı. P. Safa 3) İki sokağın veya caddenin… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • taç — 1. is., cı, Ar. tāc 1) Soyluluk, iktidar, güç veya hükümdarlık sembolü olarak başa giyilen, değerli taşlarla süslü başlık Tahtlar, taçlar artık tarihe karıştı. 2) Gelinlerin başlarına takılan süs 3) Genellikle göz düzeyinden yüksek mobilyaların… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • baraj — is., Fr. barrage 1) Suyu toplama, sulama ve elektrik üretme amacıyla akarsu üzerine yapılan bent Atatürk Barajı. Kurtboğazı Barajı. 2) sp. Futbol veya hentbolda serbest atışı yapacak oyuncunun önünde karşı takım oyuncularının yan yana dizilip… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kenar — is., Far. kenār 1) Bir şeyin, bir yerin bitiş kısmı veya yakını, kıyı, yaka O sırada karşı taraçadaki kadın elinde pirinç tası olduğu hâlde taraçanın kenarına kadar geldi. O. V. Kanık 2) Bir şeyi çevreleyen çizgi 3) Pervaz, çizgi, antika, baskı… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”