- yan
- is.
1) Bir şeyin ön, arka, alt ve üst dışında kalan bölümü
Yolcuların girdiği iskele yanından kendini denize attı.
- M. Ş. Esendal2) Sağ ve solun ortak adı, yön, taraf, cihetYaşlı garson yanımıza geldi.
- Y. K. Karaosmanoğlu3) Yer4) Üst5) Birlikte, beraberinde olmaBir ara acıkıp yanlarında getirdikleri ekmek peyniri yediler.
- N. Cumalı6) Bedenin bir bölümüSağ yanına inme inmiş.
7) sf. Üstte, altta, arkada veya önde olmayan8) sf. İkinci derece olanİlacın yan etkileri.
9) sf. TaliSiyasi partiler kadın kolu, gençlik kolu ve benzeri şekilde ayrıcalık yaratan yan kuruluşlar meydana getiremezler.
- Anayasa10) zf. Bir tarafa yönelerek11) mec. İstekleri karşıt olan iki kişiden veya topluluktan biri12) ask. Savaş düzenindeki ordunun iki kanadından her biri13) mat. Bir denklemde "=" işaretiyle ayrılmış olan iki anlatımdan her biri14) sp. TaçBirleşik Sözler- yan dal- yan etki- yan ürün- yan yan- yan yana- yan yol- yanıkara- bir yana- alt yanıAtasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.