- yaşlı başlı
- sf.
Yaşlı ve görgülü, olgun
Kır kahvesinde, yaşlı başlı, saçlı sakallı, adlı sanlı ... Koca adamlar ..., bizler, çocuklar gibi tombala oynuyoruz.
- R. H. Karay
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Kır kahvesinde, yaşlı başlı, saçlı sakallı, adlı sanlı ... Koca adamlar ..., bizler, çocuklar gibi tombala oynuyoruz.
- R. H. KarayÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
başlı — sf. Başı olan O zaman kırmızı başlı kibritler vardı ya. P. Safa Birleşik Sözler başlı başına ağırbaşlı belli başlı dikbaşlı iki başlı pek ba … Çağatay Osmanlı Sözlük
yaşlı — 1. sf. Yaşla dolmuş (göz) Hıçkırarak yaşlı gözlerini kaldırdı. Ö. Seyfettin 2. sf. 1) Yaşı ilerlemiş, kocamış, ihtiyar (kimse) Kendisi de ilkin yaşlı bir kadın almayı düşünmüş idi. M. Ş. Esendal 2) is. Yaşı ilerlemiş kimse Bu yaşlıları kapısının… … Çağatay Osmanlı Sözlük
bonjur — ünl., Fr. bonjour 1) Günaydın 2) is., esk. Uzun siyah ceketle, çizgili pantolondan oluşan erkek giysisi Milas ın en iyi terzisine yaptırdığım bonjurumu giyerek memurlar arasına katılıyor, yaşlı başlı insanlardan ... akran muamelesi görüyorum. R.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
boş — sf. 1) İçinde, üstünde hiç kimse veya hiçbir şey bulunmayan, dolu karşıtı Yaralı kaymakamla iki emir eri de boş kalan kompartımana rahatça yerleştiler. A. Gündüz 2) Görevlisi olmayan (iş, görev), münhal Boş kadro. 3) Yapılacak işi olmayan, işsiz… … Çağatay Osmanlı Sözlük
bulatmak — i, e Bulaştırmak Onların canı ciğeri taze fidanları kana bulatmak, yaşlı başlı insanlara yakışmaz. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
saçlı sakallı — sf. Yaşlanmış, aklı başında olması gereken (kimse) Soğukoluk un çardaklı bir kahvesinde yaşlı başlı, saçlı sakallı, adlı sanlı koca adamlar, bizler, çocuklar gibi tombala oynuyoruz. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
tecviz edilmek — uygun bulunmak, izin verilmek Sen yaşta çocuklar için katiyen tecviz edilmez ama bizim gibi yaşlı başlı adamların, ara sıra iki kadeh bir şey içmelerinde bir zarar yoktur. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
kelle kulak yerinde — 1) kanlı canlı ve iri yapılı olan 2) gösterişli, itibarlı sayılan Aralarında yaşlı başlı, kelle kulak yerinde, efendiden adamlar da var. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
çileden çıkmak — 1) olup bitenler karşısında sabrı ve dayanıklılığı kalmayıp taşkınlık göstermek Ben ötede beride tanıdığım yaşlı başlı Fransızlarla böyle konuştukça kardeşim çileden çıkıyordu. B. R. Eyuboğlu 2) çile süresini bitirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
əl — is. 1. Qolun biləkdən dırnaqlara qədər olan hissəsi. Əli ilə tutmaq. Sağ əl. Əllərini yumaq. Əlini çiyninə qoymaq. Əli ilə sığallamaq. Əli ilə götürmək. İnsan işlərinin çoxunu əlləri ilə görür. – Tək əldən səs çıxmaz. (Ata. sözü). Əfsus ki,… … Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti