yaşlıca

yaşlıca
sf.
Biraz yaşlı olan

Yaşlıca bir erkekle biraz paytakça bir kadın ağır ağır yürüyorlardı.

- A. Gündüz
Birleşik Sözler

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем написать курсовую

Look at other dictionaries:

  • yaşlıca başlıca — sf. Yaşı biraz geçkin durumunda olan (kimse) Soba başında oturur ısınırken kapı açıldı, içeriye yaşlıca başlıca beş altı kişi girdiler. M. Ş. Esendal …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ağır ezgi — sf., alay Çok ağır, yavaş yavaş, ahenkli Yaşlıca bir hanım, ağır ezgi, fıstıki makam bir yürüyüşle bulunduğumuz yerin hizasına geldi. A. Ş. Hisar …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dağıtmak — i 1) Toplu durumda bulunanları birbirinden uzaklaştırmak veya ayırmak Düşman ordusunu çil yavrusu gibi dağıtırlardı. Y. K. Beyatlı 2) nsz Belli bir orana göre bölüştürmek, pay etmek, tevzi etmek Muhacir kümeleri arasında ekmek dağıtmakla uğraşan… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • paytakça — sf. 1) Biraz paytak, paytak gibi, paytağa benzer Yaşlıca bir erkekle biraz paytakça bir kadın ağır ağır yürüyorlar. A. Gündüz 2) zf. Paytak bir biçimde …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • uğraşmak — le 1) Bir iş üzerinde sürekli çalışmak Muhacir kümeleri arasında, ekmek dağıtmakla uğraşan yaşlıca bir adama seslendi. P. Safa 2) e Bir işi başarmaya çalışmak, iş edinmek İkisi barbut oynuyor, üçüncüsü, en küçükleri, bir çekirgeye sigara içirmeye …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”