- yüksek sosyete
- is.
Sosyetenin önde gelenleri, yüksek tabaka, cemiyet
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
yüksek — sf., ği 1) Altı ile üstü arasındaki uzaklık çok olan ... mekik dokuduğu yüksek bez tezgâhından kalktı. Ö. Seyfettin 2) Belirli bir yere göre daha yukarıda bulunan İri kanatları ile bir kaşıkçı kuşu çok yükseklerde tur atıyor. H. Taner 3) Güçlü,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
sosyete — is., Fr. société 1) Bir topluluktaki gelir düzeyi yüksek ve kendilerine özgü yaşama biçimleri olan topluluk Sosyetede bir kişinin etrafına toplanmak, öteki misafirleri açıkta bırakmak ayıptır. P. Safa 2) esk. Topluluk, toplum, cemiyet… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yüksek tabaka — is. Yüksek sosyete … Çağatay Osmanlı Sözlük
cemiyet — is., Ar. cemˁiyyet 1) Dernek Gazi nin reisliği altında bir Türk Tarihi Tetkik Cemiyeti var. E. İ. Benice 2) esk. Düğün Bohçacı hanım, cemiyetin nerede olacağını öğrenip yarın haber getirmeyi vadetmişti. S. M. Alus 3) esk. Bir olayı veya kişiyi… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kibarlar âlemi — is. Yüksek sosyete … Çağatay Osmanlı Sözlük
monden — sf., Fr. mondain 1) Toplum yaşamı ile ilgili 2) Yüksek sosyete yaşamını seven Cigaralarından birini yakmaya davranmıştı; Abdi Bey, monden bir telaşla, ateş yetiştirdi. A. İlhan … Çağatay Osmanlı Sözlük
haşir neşir olmak — kaynaşmak, bir arada bulunup uğraşmak Onlar, yüksek sosyete ile haşir neşir olduklarından insanları dürbünün tersinden seyreder gibi küçük, küçücük görmeye çoktan alışmışlardı. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
sosyetik — sf., ği, Fr. sociétique 1) Sosyete ile ilgili 2) Yüksek sınıfın yaşama biçimine özenen, asortik … Çağatay Osmanlı Sözlük