- zevksiz
- sf.
1) Beğenilmeyen, hoşa gitmeyen
Yeni usul şiirimiz, zevksiz, köksüz, acemice görünüyordu.
- Y. K. Beyatlı2) Beğenisi olmayan (kimse)
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Yeni usul şiirimiz, zevksiz, köksüz, acemice görünüyordu.
- Y. K. BeyatlıÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
tadı tuzu yok — zevksiz, yavan … Çağatay Osmanlı Sözlük
acemice — zf. Toyca, beceriksizce Yeni usul şiirimiz, zevksiz, köksüz, acemice görünüyordu. Y. K. Beyatlı … Çağatay Osmanlı Sözlük
çangır çungur — zf. Düşme veya birbirine çarpma sırasında kaba ve zevksiz ses çıkararak, çangıl çungul … Çağatay Osmanlı Sözlük
kaba — sf. 1) Özensiz, gelişigüzel yapılmış, zevksiz, sakil, ince karşıtı Cebinden kaba fil dişi saplı bir de çakı çıkardı. Ö. Seyfettin 2) Taneleri iri Kaba çakıl. 3) Terbiyesiz, görgüsü kıt, nezaketsiz (kimse) Kaba, hantal, şivesiz, bir sürü adamlar… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kuru — sf. 1) Suyu, nemi olmayan, yaş ve nemli karşıtı Yanakları kuruydu fakat gözleri tamamıyla siyah yaştı. H. E. Adıvar 2) Yağış almayan veya üzerinde bitki olmayan Kuru çöl. Kuru tepeler. 3) Daha sonra kullanılmak için kurutulmuş, taze ve yeşil… … Çağatay Osmanlı Sözlük
sittinsene — zf., Ar. sittīn + sene Sonu gelmeyecek kadar uzun zaman, ömür boyu Ben radyosuz insan, ben ... zevksiz, neşesiz, ... ben hep böyle sittinsene başkalarının dilediğini mi dinleyecektim? H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
sonradan görmüşlük — is., ğü Sonradan zenginleşerek gösteriş, övünme vb. yersiz davranışlarda bulunma, sonradan görmelik Beş sene bütün çılgınlıklarıyla, sonradan görmüşlüğün en kaba, zevksiz, tuhaf sahneleriyle bu hayat böyle sürdü. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
tabiatsız — sf. 1) Çirkin ve kaba şeylerden tedirgin olmayan, zevksiz (kimse) 2) Huysuz, geçimsiz … Çağatay Osmanlı Sözlük
telli pullu — sf. Zevksiz bir biçimde süslenmiş (şey veya kimse) … Çağatay Osmanlı Sözlük
zevksizlik — is., ği Zevksiz olma durumu … Çağatay Osmanlı Sözlük