itiraf — is., Ar. iˁtirāf Başkaları tarafından bilinmesi sakıncalı görülen bir gerçeği saklamaktan vazgeçip açıklama, söyleme, bildirme Hatıralarım demek, söylemek istediklerim; itiraflarım demek, söyleyebildiklerim demektir. F. R. Atay Atasözü, Deyim ve… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ikrâr etmek — 1. itiraf etmek. 2. dile getirmek. 3. kabullenmek … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
İKRAR — Açıktan söylemek. Kabul ve tasdik etmek. Hakkı itiraf etmek. Karar vermek. Mukarrer kılmak. * Fık: Bir kimseye diğerinin kendisinde olan hakkını haber vermek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
bülbül gibi söylemek — hiçbir şey saklamadan bildiklerini söylemek, itiraf etmek Mahkemeye havale edeceğim, orada bülbül gibi söylersin. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
bilinmek — kendi işini bilmek; itiraf etmek;bilinmek, anla şılmak II, 23, 143, 228 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
İ'TİRAF — (İtiraf) Kabahatini saklamamak. Suçunu söylemeği kabul etmek. Gizleyip söylemek istemediği şeyi açıklamak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
büyük — sf., ğü 1) Boyutları, benzerlerinden daha fazla olan (somut nesne), makro, küçük karşıtı Büyük ağaçların altında, gazinoya doğru gidiyoruz. Y. Z. Ortaç 2) Çok, ortalamayı aşan (soyut kavram) Büyük bir cevap sıkıntısı geçirdikten sonra itiraf etti … Çağatay Osmanlı Sözlük
enayilik — is., ği Enayi olma durumu, enayice davranış İnsan, enayiliğine ait hakikatleri ancak bu nispette itiraf edebilir. B. Felek Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller enayilik etmek enayiliğine doyma! … Çağatay Osmanlı Sözlük
İSBAT — Doğruyu delil göstererek meydana koymak. Delil ve şâhitle bir fikrin sıhhatını göstermek. İtiraf, ikrar ve tasdik etmek. * Sabit ve muhkem kılmak. * Bâki ve pâyidar eylemek. * Delil. Bürhan. Şâhit. (Bak: İman ı bil âhiret … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
İSTİĞFAR — (Gufran. dan) Afv dilemek. Cenab ı Hak tan kusurlarının affedilmesini, günahlarının bağışlanmasını dilemek. Tevbe etmek. Yalvarmak. Estağfirullâh demek.(Cehennem azabını intaç eden büyük bir günahı işleyen bir adam, Cehennem in tehdidatını… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük