- itiraz etmek
- bir düşünce veya kararın karşıtını ileri sürmek, karşı çıkmak
Ev sahibinin sözlerine şiddetle itiraz ettiler.
- R. N. Güntekin
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Ev sahibinin sözlerine şiddetle itiraz ettiler.
- R. N. GüntekinÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
itiraz — is., Ar. iˁtirāż 1) Bir düşünce veya kararı benimsemeyerek karşı çıkma Oyuncuların itirazına rağmen bir üçüncü olarak katılıyordu. S. F. Abasıyanık 2) Söylenecek söz, karşı söyleme Onun verdiği emre itirazı hiçbirimiz aklımızdan geçirmiyoruz. R.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
protesto etmek — 1) itiraz etmek, reddetmek 2) protesto yollamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
yaka paça etmek (veya götürmek) — hiçbir itiraz dinlemeden ve zorla, apar topar götürmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
içi rahat etmek — kaygı duyulacak bir konu bulunmadığını öğrenerek ferahlamak Vehbi Dede itiraz etmezse içi rahat edecek. H. E. Adıvar … Çağatay Osmanlı Sözlük
başına bela olmak (veya kesilmek) — sıkıntı vermek, tedirgin etmek, musallat olmak Bütün ev halkının başına bela kesildiği bu adam evlenmesine en çok itiraz eden büyük oğlunu kapı dışarı etmiştir. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük