- şahit olmak
- tanık olmak
Neler yapabileceğine, kasabayı, memurları iki parmağı üstünde oynattığına çok şahit olmuşlardı.
- Y. Kemal
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Neler yapabileceğine, kasabayı, memurları iki parmağı üstünde oynattığına çok şahit olmuşlardı.
- Y. KemalÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
şahit — is., di, huk., Ar. şāhid Tanık Kendisine uzun uzun anlattığım hikâyemin şahidi yoktu. R. H. Karay Birleşik Sözler yalancı şahit Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller şahit olmak şahit tutmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
tanık olmak — bir olayı görmek ve duymak, şahit olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
iş — is. 1) Bir sonuç elde etmek, herhangi bir şey ortaya koymak için güç harcayarak yapılan etkinlik, çalışma İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir. S. F. Abasıyanık 2) Bir değer yaratan emek 3) Birinden istenen hizmet veya birine verilen… … Çağatay Osmanlı Sözlük
tanık — is., ğı 1) Gördüğünü ve bildiğini anlatan, bilgi veren kimse, şahit Aksini söyleyen bir tanık da çıkmamıştı. T. Buğra 2) huk. Duruşmada bilgisine, görgüsüne başvurulan kimse, şahit Birleşik Sözler tanık tepe yalancı tanık görgü tanığı Atasözü,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
batırılmak — nsz, e 1) Batırma işine konu olmak Kalem hokkaya batırıldı. 2) nsz Yok edilmek Bir vatanın, bir milletin nasıl batırıldığına şahit olacağız. A. Gündüz … Çağatay Osmanlı Sözlük
fena — 1. sf., Ar. fenāˀ 1) İyi nitelikte olmayan, kötü Rüşvet aslında fena şeydir fakat daha fenası rüşvet ayıplığını kaybetmişliktir. B. Felek 2) Üzücü Bu savaş yılları o kadar fena ve ağır felaketler öğretmişti ki... H. E. Adıvar 3) İstenilen ve… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yalancı — is. 1) Yalan söylemeyi huy edinmiş olan kimse 2) sf. Gerçek olmayan, gerçeğe benzetilmiş Fakat ben bu yalancı neşeye inanıyordum. R. N. Güntekin Birleşik Sözler yalancı akasya yalancı ayak yalancı biber yalancı cep yalancı dolma … Çağatay Osmanlı Sözlük
bütrüşmek — muhâkeme olmak ve şahit getirmek. I I, 203 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini