- doğru çıkmak
- gerçek olduğu anlaşılmak
Çocuğun dediği doğru çıktı. Ana kız otelden gittiler.
- M. Ş. Esendal
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çocuğun dediği doğru çıktı. Ana kız otelden gittiler.
- M. Ş. EsendalÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
doğru — sf. 1) Bir ucundan öbür ucuna kadar yönü değişmeyen, eğri ve çarpık karşıtı 2) Gerçek, yalan olmayan Doğru haber. 3) Akla, mantığa, gerçeğe veya kurala uygun Bunları sana şimdiden söylemek daha doğrudur. A. Gündüz 4) is. Gerçek, hakikat Söyleyin… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çıkmak — den, ar 1) İçeriden dışarıya varmak, gitmek Ortalık ağarırken bir arkadaşımla yorgun adımlarla konaktan çıktık. F. R. Atay 2) nsz Elde edilmek, sağlanmak, istihsal edilmek Bu mülakatımızdan esaslı bir netice çıkmadı. Atatürk 3) nsz Bir meslek… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ileri atılmak (veya çıkmak) — öne doğru çıkmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
cılkı çıkmak — bozulmak, doğru ve uygun yolundan ayrılmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
gün ışığına çıkmak — 1. açıklığa kavuşmak, aydınlanmak 2. (bir sorun veya bir durum) açıklığa kavuşmak, aydınlanmak Bu mesele gün ışığına çıkmadıkça toplumun doğru dürüst bir düzen kurabileceğine inanmak zordur. B. R. Eyuboğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
haklı çıkmak — davasının, iddiasının, düşüncesinin veya davranışının doğru olduğu anlaşılmak Bu tartışmada o haklı çıktı … Çağatay Osmanlı Sözlük
baştan çıkmak — 1. ahlakı bozulmak 2. doğru yoldan ayrılıp uygunsuz işlere yönelmek Edebiyatı zenginleştiren genellikle bu tür, baştan çıkmış yazarlardır. S. İleri … Çağatay Osmanlı Sözlük
yoldan çıkmak — 1) belli bir yol izleyen taşıtlar herhangi bir sebeple yolundan ayrılmak, gitmez olmak 2) mec. doğru yoldan ayrılmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
teeyyüt etmek — doğru çıkmak, gerçeklenmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
pörtlemek — nsz 1) Göz, çeşitli sebeplerle açılmak, dışarıya doğru fırlamak 2) Meyve kabuğu yarılıp içi dışarıya doğru çıkmak … Çağatay Osmanlı Sözlük