- hele bir
- hele
Hele bir dinlemesin.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Hele bir dinlemesin.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
hele — bağ. 1) Özellikle O gün gelsin neşemiz tazelensin de gör / Dünyayı hele sen bir barış olsun da gör. M. C. Anday 2) Sonunda anlamıyla geciken davranışları bildirmek için kullanılan bir söz 3) Uyarma, korkutma veya söz verme anlatan bir söz… … Çağatay Osmanlı Sözlük
hele hele — ünl. 1) Karşısındakini söylemeye isteklendirmek için kullanılan bir söz Hele hele söyle! Daha neler olmuş. 2) Söylenen sözü pekiştirmek için kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
hele bak — şaşkınlık veya dikkati çekmek için söylenen bir söz Hele bak, nasıl çalışıyor … Çağatay Osmanlı Sözlük
bir defa — zf. 1) İlk önce, hele 2) Bir kere … Çağatay Osmanlı Sözlük
hele şükür! — çok şükür anlamında bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
miras helal, hele al demişler — miras, alabildiği takdirde mirasçının hakkıdır anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
bak hele! — şaşma bildiren bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
Грамматика турецкого языка — Турецкий язык относится к агглютинативным (или «приклеивающим») языкам и, тем самым, существенно отличается от индоевропейских. Содержание 1 Морфология 1.1 Гармония гласных 1.2 Число … Википедия
sıkıştırmak — i 1) Bir şeyi dar bir yere zorla sığdırmak, tıkmak Çamaşırları bavula sıkıştırmak. 2) Bir nesneyi sıkıca duracak biçimde bir yere koymak, yerleştirmek veya orada tutmak 3) Gevşek veya seyrek olan şeyleri birbirine yaklaştırarak sıkı duruma… … Çağatay Osmanlı Sözlük
uçmak — 1. nsz, ar 1) Kuş, kanatlı böcek vb. hareketli kanatları yardımıyla havada düşmeden durmak, havada yol almak Biraz havalanıp bir başka kayaya kadar uçtu. S. F. Abasıyanık 2) Uçak vb. araçlar özel mekanizma ile yerden yükselmek, havada yol almak… … Çağatay Osmanlı Sözlük