- emniyet vermek
- güven vermek
Arkadaşının emniyet vermesine rağmen içi rahat değildi.
- M. Yesari
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Arkadaşının emniyet vermesine rağmen içi rahat değildi.
- M. YesariÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
emniyet — is., Ar. emniyyet 1) Güvenlik Kendi vatandaşlarının ırz, mal, can emniyeti hakkında teminat istiyorlar. E. E. Talu 2) Güven, inanma, itimat Paris teki hemşehriler bana büyük bir sevgi ve emniyetle kucaklarını açmışlardı. R. N. Güntekin 3) Polis… … Çağatay Osmanlı Sözlük
TE'MİNÂT — (Te min. C.) İnandırmak ve emniyet vermek için veya muhtemel zararı ödemek için verilen söz veya para, gösterilen kefil … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
TE'MİN — Güvenlik, emniyet hissi vermek. * Sağlamlaştırma, şüphe bırakmama. * Sağlamak. Kat i vaadde bulunmak. Emn ve emân vermek. * Elde etme … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
pasaport — is., Fr. passeport Yabancı ülkelere gidecek olanlara yetkili kuruluşça verilen, yabancı ülke yetkililerinin kimlik incelemesinde geçerli olan belge Pasaportlar için Emniyet Dairesine gittim, orada lafa daldım. R. H. Karay Birleşik Sözler gri… … Çağatay Osmanlı Sözlük
SELAM — Ayıplardan, âfetten sâlim oluş. Selâmet, emniyet. Sulh. Asâyiş. Bütün korktuklarından emin olma. * Allah ın (C.C.) rızasına erişmek için mü minlerin birbirlerine yaptığı dua. Mü minler birbirleriyle karşılaştıklarında büyük küçüğe; yürüyen… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük