- halel vermek
- bozmak, sarsmak
Yeni mahalleler ayrı yerlerde şehrin tarihî kıymetine halel vermemek üzere inşa olunmaktadır.
- F. R. Atay
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Yeni mahalleler ayrı yerlerde şehrin tarihî kıymetine halel vermemek üzere inşa olunmaktadır.
- F. R. AtayÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
halel — is., esk., Ar. ḫalel Bozma, bozukluk Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller halel gelmek halel getirmek halel vermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
halel getirmek — zarar vermek Son nefesine kadar devlet adamı saygınlığına halel getirmeyen böyle bir metanet örneği olmuştu. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
IHTİLAL — (İhtilal) Halel vermek, zarar vermek. * Muhtaç olmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
KADH — Zemmetme, çekiştirme. Bir kimsenin ayıb ve kusurlarını söyleyerek gıybet etme. * Men etmek, engel olmak. * Çakmak taşını çakmak. * Bir kimsenin işine halel vermek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük