ortada kalmak

ortada kalmak
1) yersiz kalmak, barınacak yer bulamamak
2) güç bir durumda veya iki şey arasında kalmak
3) bir şeyi hiç kimse üzerine almamak

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем сделать НИР

Look at other dictionaries:

  • dımdızlak ortada kalmak — elindeki her şeyi, imkânlarını yitirmek Zehra dımdızlak ortada kalacak. A. İlhan …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ortada — sf., sp. 1) Sonucu belli olmayan (karşılaşma) 2) zf. Topluluk içinde, arasında 3) zf. Görünür yerde, göz önünde Moralinin, inadının, zaman zaman da aşırı ataklığının nedeni ortadadır. H. Taner Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller ortada bırakmak… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ölüsü ortada kalmak — cenazesini kaldıracak kimse bulunmamak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sipsivri kalmak — herkesin çekilmesiyle yalnız kalmak veya ortada kalmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • cascavlak kalmak — bütün imkânları elinden alınmış olarak ortada kalmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • şap gibi yanmak — ortada kalmak, destek bulamamak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dımdızlak — sf., ğı 1) Çırçıplak 2) Tepesinde saçı dökülmüş (kimse) Göbeği dükkânımızdaki şarap şişelerinden daha şişkin ve daha yuvarlak olan dımdızlak başlı Barba hiç istifini bozmadı. O. C. Kaygılı 3) mec. Elindeki her şeyini, imkânlarını yitirmiş Atasözü …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ölü — sf. 1) Hayatı sona ermiş olan, artık yaşamıyor olan, diri karşıtı Bir gün gelip ölülerimizi parayla taşıtacağımızda şüphe yok. M. Ş. Esendal 2) is. Ölmüş insan, müteveffa, mevta 3) is. Hayvan leşi Bir tavuk ölüsü. 4) mec. Güçsüz Ölü kandil. 5)… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”