yüz vermek

yüz vermek
ilgi, yakınlık göstermek, hoşgörülü davranmak, şımartmak, itibar etmek

Yüz vermeyin eşkıyaya, baştan çıkarmayın haydutları.

- T. Oflazoğlu

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем написать курсовую

Look at other dictionaries:

  • yüz — 1. is. 1) Başta, alın, göz, burun, ağız, yanak ve çenenin bulunduğu ön bölüm, sima, çehre, surat Bir güzel çocuk yüzüyle gülümsüyor. S. F. Abasıyanık 2) Yüzey, satıh Suyun yüzünde. 3) Kesici araçlarda ağız Bıçağın keskin yüzü. 4) Bir kumaşın… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yüzde yüz — zf. 1) Kesinlikle Salah güpegündüz içki içmeye yüzde yüz karşıdır. S. Birsel 2) Tam olarak Hiç kimseye yüzde yüz söz vermek âdetim değil. P. Safa …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • falso vermek — 1) bozulmaya yüz tutmak Artık İstanbul da her şey gevşemiş, falso vermişti. Ö. Seyfettin 2) açık vermek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • başına çıkarmak — şımartmak, çok yüz vermek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • arka — is. 1) Bir şeyin temel tutulan yüzünün tam ters yanı, ön karşıtı Evin arkasında bahçe var. 2) Bir şeyin sırt durumunda olan yüzeyi Çocuğun arkası ağrıyormuş. 3) Geri kalan bölüm, kısım Masalın arkası. Yazının arkası. 4) Art, peş 5) Otururken… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • gelmek — den, e, nsz, ir 1) Bir yere gitmek, ulaşmak, varmak Gurbetten gelmişim yorgunum, hancı. B. S. Erdoğan 2) Geriye dönmek ... adamı Ödemiş ten aldım geldim, her masrafını çektim. N. Cumalı 3) Oturmaya, ziyarete gitmek Dün akşam amcamlar bize geldi.… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • MÜCEDDİD — Yenileyen. Yenileyici. Hadis i sahihle bildirilen, her yüz yıl başında dini hakikatleri devrin ihtiyacına göre ders vermek üzere gönderilen büyük âlim ve Peygamberin (A.S.M.) vârisi olan zât.(Ashab ı Kütüb ü Sitte den İmam ı Hâkim Müstedrek inde… …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • ağız — 1. is. Yeni doğurmuş memelilerin ilk sütü 2. is., ğzı, anat. 1) Yüzde, avurtlarla iki çene arasında, ses çıkarmaya, soluk alıp vermeye ve besinleri içine almaya yarayan boşluk 2) Bu boşluğun dudakları çevrelediği bölümü Küçük bir ağız. 3)… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • almak — i, ır 1) Bir şeyi elle veya başka bir araçla tutarak bulunduğu yerden ayırmak, kaldırmak Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı. N. Cumalı 2) i, den Bir şeyi veya kimseyi bulunduğu yerden ayırmak Çocuğu okuldan aldı. 3)… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası — Progressive Republikanische Partei Gründung …   Deutsch Wikipedia

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”