söz getirmek

söz getirmek
1) (birine) birinin eleştirilmesine sebep olmak, bir kimseye söz gelmesine yol açmak
2) (birine) bir kimseye söz gelmesine yol açmak

Hâlbuki bu münasebetsiz dedikodular mektebe de söz getirmeye başladı.

- R. N. Güntekin

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Нужно сделать НИР?

Look at other dictionaries:

  • söz — is. 1) Bir düşünceyi eksiksiz olarak anlatan kelime dizisi, lakırtı, kelam, laf, kavil 2) Bir veya birkaç heceden oluşan ve anlamı olan ses birliği, kelime, sözcük 3) Bir konuyu yazılı veya sözlü olarak açıklamaya yarayan kelime dizisi Yer yer… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • söz düşürmek — konuşmayı belli bir konuya getirmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • gürültüye getirmek (veya boğmak) — 1) bir işi, bir düşünceyi telaş ve karışıklık yüzünden ilgi çekmez duruma getirmek 2) söz kalabalığından, karışıklıktan yararlanarak istediğini elde etmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ağız kalabalığına getirmek — 1) birini gereksiz sözlerle şaşırtmak 2) söz söyleme becerisine sahip olmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • altını üstüne getirmek — 1) söz veya tutumuyla çevreyi birbirine düşürmek, karmakarışık etmek İnsanın gözü bir şey görmedi mi dünyanın altını üstüne getirmeli. Z. Selimoğlu 2) bir şey bulmak için aramadık yer bırakmamak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • adamak kolay, ödemek zordur — söz vermek kolaydır ancak o sözü yerine getirmek zordur anlamında kullanılan bir söz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sıra — is. 1) Yan yana, art arda olan şey veya kimselerin tümü, dizi Şehir esnafı şekercisinden tutun da berberine kadar iki sıra durup kendisini alkışladılar. S. F. Abasıyanık 2) Bu biçimdeki topluluğun durumu Sırayı bozmayın. 3) Belirli bir düzene ve… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ambale — i, Fr. emballément Birini düşünemez duruma getirmek, çok yormak, fazla gaz vererek otomobili çalışamaz duruma getirmek anlamlarındaki ambale etmek ve çok yorulup iş göremez, düşünemez duruma gelmek anlamındaki ambale olmak birleşik fiillerinde… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kişiselleştirmek — i 1) Kişiye özel duruma getirmek 2) Bilişim teknolojisinde kullanılan araçları kişiye özgü duruma getirmek 3) Bir kişiye mal etmek, bağlamak 4) Söz edilen konudan uzaklaşarak olumsuz yönleriyle kişiler üzerinde durmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • İFA — Ödemek. Yerine getirmek. Söz verdiğini veya vazife bildiğini yerine getirmek. Kılmak. Yapmak …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”