elden çıkarmak

elden çıkarmak
bir şeyin sahipliğini başkasına geçirmek, satmak

Eskilerden bir kısmını yok pahasına elden çıkarmak gerekecek.

- H. Taner

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем написать реферат

Look at other dictionaries:

  • ıcığını cıcığını çıkarmak — 1) incelenmemiş, elden geçirilmemiş hiçbir yerini bırakmamak, didik didik etmek Allah ın bildiğini kuldan ne saklamalı, ilk önce aklımdan bazı çirkin şüpheler geçer gibi olmuştu. Hastanenin ıcığını cıcığını çıkarmıştım. R. N. Güntekin 2) bir… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • gözden çıkarmak — bir mal, para, değer yargısı vb. maddi veya manevi varlığın elden çıkarılmasını kabul etmek Bir yemek için iki, bir kahvaltı için de bir saati gözden çıkarmanız gerek. H. Taner …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • derede tarla sel için, tepede harman yel için — elden çıkarmak istemediğimiz şeyleri tehlikeye açık durumlardan uzak tutmalıyız anlamında kullanılan bir söz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • el — 1. is., anat. 1) Kolun bilekten parmak uçlarına kadar olan, tutmaya ve iş yapmaya yarayan bölümü El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk. Z. O. Saba 2) Sahiplik, mülkiyet Elden çıkarmak. Elimdeki bütün parayı… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • harcamak — i 1) Bir iş görmek veya bir şey satın almak için parayı elden çıkarmak, sarf etmek İki maaşımı hastalığına harcadığım talebe, sonbaharla beraber ölmüştü. S. F. Abasıyanık 2) Bir şey yapmak için kullanmak, tüketmek Bu yemek için bir saatimi… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • satıp savmak — gereken parayı sağlamak için elindeki malı ucuza satıp tüketmek, yok pahasına elden çıkarmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • zarar etmek — alışverişte elindekinin bir bölümünü boşuna elden çıkarmak, yitirmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dil — 1. is. 1) Ağız boşluğunda, tatmaya, yutkunmaya, sesleri boğumlamaya yarayan etli, uzun, hareketli organ, tat alma organı Ağzımı dolduran kocaman dil, kelimelere yer bırakmıyor ki... Y. Z. Ortaç 2) Birçok aletin uzun, yassı ve çoğu hareketli… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ekmek — 1. i, er 1) Bir bitkiyi üretmek için toprağa tohum atmak veya gömmek 2) Toprağı ekip biçmek için kullanmak Ancak senede otuz dönüm ekebiliyor. M. Ş. Esendal 3) e Serpmek Yemeğe biber ekmek. 4) mec. Bir şeyin başlamasına yol açacak sebepleri… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • — is. 1) Bir sonuç elde etmek, herhangi bir şey ortaya koymak için güç harcayarak yapılan etkinlik, çalışma İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir. S. F. Abasıyanık 2) Bir değer yaratan emek 3) Birinden istenen hizmet veya birine verilen… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”