- ağzından
- 1) (birinin) birisinden dinleyerek
Bu şiiri Âşık Veysel'in ağzından yazdım.
2) (birinin) adına
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Bu şiiri Âşık Veysel'in ağzından yazdım.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
ağzından girip burnundan çıkmak — 1) türlü yollara başvurarak birini bir şeye razı etmek, kandırmak O, köylülerin ağzından girip burnundan çıkmayı mükemmel becerir. S. Ertem 2) iyice dövmek Ulan, ağzını topla! Şimdi ağzından girer, burnundan çıkarım! M. Rona … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağzından baklayı çıkarmak — baklayı ağzından çıkarmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağzından düşmemek (veya düşürmemek) — her zaman sözünü etmek Bu ne cehennemdir lafı ağzından düşmüyordu. N. Cumalı … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağzından kaçırmak — istemediği hâlde boş bulunup söyleyivermek Sen onun için en fena tabirleri kullanıyorsun, asabisin, ağzından çirkin şeyler kaçırıyorsun. P. Safa … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağzından kapmak — 1) birinin bildiği şeyleri, ustalıklı konuşmalarla ona sezdirmeden öğrenmek Bütün bu lafları harfi harfine Fatma Hanım ın ağzından kapmış, bana kendi sözleri imiş gibi tekrar ediyor. Y. K. Karaosmanoğlu 2) birinin konuşmasını keserek kendi söze… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağzından yel alsın! — ağzını hayra aç! O nasıl söz, ağabey? Ağzından yel alsın! A. İlhan … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağzından bal akmak — çok tatlı konuşmak Öyle zekiler vardır, konuştular mı ağızlarından bal akıyor sanırsın. A. İlhan … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağzından burnundan getirmek — huzurunu bozmak, pişman etmek, sıkıntıya sokmak Siz buraya bizi eğlendirmeye mi geldiniz yoksa ağzımızdan burnumuzdan getirmeye mi? O. C. Kaygılı … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağzından çıkanı (veya çıkan sözü) kulağı duymamak (veya işitmemek) — sözlerini tartmadan söylemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağzından çıkmak — bir sözü istemeden, farkına varmadan söylemek, söylemiş bulunmak Bir kez ağzımdan çıktı, o fiyata vereceğim … Çağatay Osmanlı Sözlük