- bir kere
- zf.
1) Aslında
Bir kere o çok yalancı.
2) Bir defa olarakBiz de bir kere sevinmeliydik / Çiçek açmış bir ağaç gibi çıldırasıya.
- B. R. Eyuboğlu
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Bir kere o çok yalancı.
Biz de bir kere sevinmeliydik / Çiçek açmış bir ağaç gibi çıldırasıya.
- B. R. EyuboğluÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
kere — is., Ar. kerre Kez, yol, defa, sefer Bir kere düştün mü ne arayan olur ne soran! B. Felek Birleşik Sözler bin kere bir kere kırk kere yüz kere … Çağatay Osmanlı Sözlük
bir — is. 1) Sayıların ilki 2) Bu sayıyı gösteren 1, I rakamlarının adı 3) sf. Bu sayı kadar olan Bir kalem. 4) sf. Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı) Bir adam sizi arıyor. 5) sf. Tek Allah birdir. 6) sf. Beraber Hep biriz, ayrılmayız … Çağatay Osmanlı Sözlük
bir defa — zf. 1) İlk önce, hele 2) Bir kere … Çağatay Osmanlı Sözlük
bir çırpıda — zf. Çabucak Üstelik bunu bir çırpıda, beş kere değil, on kere değil, elli kere yapabileceğiz. T. Halman … Çağatay Osmanlı Sözlük
yüz kere — zf. Pek çok, tekrar tekrar, çok kez, defalarca Yüz kere anlattım, bir türlü aklı ermedi. Yüz kere söyledim anlamadı … Çağatay Osmanlı Sözlük
kırk bir (buçuk) kere maşallah! — pek çok, binlerce kez nazar değmesin! anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
iki kere iki dört eder — gerçekliğinden şüphe edilmeyecek kadar açık anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
TURKA — Bir kere … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
TÂRETEN UHRÂ — Bir kere daha, başka bir kere daha … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
söz açmak — (bir şeyden) bir konu üzerine konuşmaya başlamak, laf açmak Aklıma bu maaş meselesinden bir kere de Ahmet Kerim e söz açmak geldi. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük