- bir karış
- sf.
1) Çok kısa
Bir karış boyu var.
2) Çok azBir karış toprağı yok.
Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Bir karış boyu var.
Bir karış toprağı yok.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
suratı bir karış asılmak — öfkelenmek, kızmak ve somurtmak Hemen suratları bir karış asılır, ona bir sövüp saymadıkları kalır. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
suratı bir karış — surat bir karış … Çağatay Osmanlı Sözlük
dili bir karış dışarı çıkmak (veya sarkmak) — koşmaktan, yürümekten ve yorulmaktan çok susamak Koştu koştu da dili bir karış sarktı. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
bir karış beberuhi — alay çok kısa boylu kimse … Çağatay Osmanlı Sözlük
dil bir karış — (birinde) saygısızca karşılık verenler için kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
boyun bir karış uzadı — alay gereği olmayan o işi yapmakla sanki yükseldin anlamında söylenen bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
karış — is. Parmaklar birbirinden uzak duracak biçimde gergin duran elde, başparmak ve serçe parmakların uçları arasındaki açıklık Yürüyüp geçeceğim, basacağım yerlerin her bir karış mübarek toprağı benim için mukaddesti. H. R. Gürpınar Birleşik Sözler… … Çağatay Osmanlı Sözlük
bir — is. 1) Sayıların ilki 2) Bu sayıyı gösteren 1, I rakamlarının adı 3) sf. Bu sayı kadar olan Bir kalem. 4) sf. Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı) Bir adam sizi arıyor. 5) sf. Tek Allah birdir. 6) sf. Beraber Hep biriz, ayrılmayız … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağzı açık (veya ağzı bir karış açık) kalmak — çok şaşırmak, şaşakalmak Ağzım açık kalmış, çatal elimden düşmüş, yeşil salatalar pantolonuma dökülmüş. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
surat bir karış — öfkeli, kızgın ve somurtkan … Çağatay Osmanlı Sözlük