zembereği boşalmak (veya boşanmak) — 1) zembereği kurulmaz duruma gelmek 2) mec. kendini tutamayarak uzun uzun ve sesli gülmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
zihni boşalmak — kafası rahat ve dingin olmak Zihnim boşaldıkça daha doğrusu rahat zamanlarımda Türkçenin güzelliklerini, orijinal cilvelerini düşünürüm. B. Felek … Çağatay Osmanlı Sözlük
içi boşalmak — önemi ve anlamı kalmamak Biliyorum; bütün sözler yavan, bütün sözcüklerin içi boşalmış, bütün anlamlar kullanılmış... M. Mungan … Çağatay Osmanlı Sözlük
boşumak — boşalmak; boşanmak, çözulmek, gevşemek; izln verip b ırakmak; boşamak III, 266 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
boşunmak — boşalmak II,238bkz: bo şgunmak … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
boşalıvermek — nsz Çabucak veya ansızın boşalmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
boşalma — is. 1) Boşalmak işi, inhilal Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliklerinde boşalma olması hâlinde, ara seçime gidilir. Anayasa 2) mec. Derdini birine açarak ferahlama, rahatlama, deşarj 3) fiz. Elektrik yükünün başka bir iletkene geçişi veya sıfıra… … Çağatay Osmanlı Sözlük
iç — is. 1) Herhangi bir durumun, cismin veya alanın sınırları arasında bulunan bir yer, dâhil, dış karşıtı Deniz gecenin içinde, gece denizin içindedir. Ç. Altan 2) Oyuk şeylerin boşluğu 3) Cisimlerin yüzeyleri arasında kalan her nokta Tahtanın içi… … Çağatay Osmanlı Sözlük
tenhalaşmak — nsz 1) Yalnız kalmak 2) Tenha duruma gelmek, boşalmak, ıssızlaşmak Akşam satıcılarının melankolik sesleri, tenhalaşan mahalle aralarında inliyor. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
zihin — is., hni, Ar. ẕihn 1) Canlının duygu ve davranışlar dışındaki ruhsal süreç ve etkinliklerinin bütünü 2) ruh b. Bellek Bu yavrucuğa bakarak hayalini zihnimde büyütmeye başladım. Ö. Seyfettin 3) Anlayış, kavrayış Zihni açık. 4) Bilinç, dimağ… … Çağatay Osmanlı Sözlük