- boynuz
- is.
1) Bazı hayvanların başında bulunan, tırnaksı bir maddeden, uzun, kıvrık veya çatallı korunma organı2) sf. Bu organdan yapılmış
Boynuz tarak.
3) Kurşun borudan kol alma işleminde kullanılan demirden yapılmış aletBirleşik SözlerAtasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller- <
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
boynuz çekmek — boynuz kullanarak kan çekmek, hacamat etmek Hastalık göğse inip ateş başlayınca yapılacak şey hastaya boynuz çekmek olurdu. B. Felek … Çağatay Osmanlı Sözlük
boynuz dikmek — kadın başka erkekle ilişki kurarak kocasını aldatmak Ah ayol, kadın bu yaştan sonra boynuz dikiyor diye ondan iğrenirler. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
boynuz takmak (veya takınmak veya taktırmak) — karısı başka bir erkekle ilişki kurarak aldatılmak Onlar da sana seksen zamparayla boynuz taktırdılar ya. H. R. Gürpınar … Çağatay Osmanlı Sözlük
boynuz eğmek — istemeyerek uymak, karşı tarafın gücünü kabul etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
boynuz isterken kulaktan olmak — daha iyisini, mükemmelini ararken mevcut olanı yitirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
boynuz kulağı geçmek — bir konuda daha sonra yetişenler yetenek bakımından eskileri geçmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
boynuz kulaktan sonra çıkar ama kulağı geçer — bir konu üzerinde sonradan yetiştikleri hâlde kendilerinden önce yetişmiş olanları geçenler vardır anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
deve boynuz ararken kulaktan olmuş — elindekiyle yetinmeyip daha çoğunu arayan, elindekinden de olur anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
bunguz — boynuz … Çağatay Osmanlı Sözlük
müngür — boynuz … Çağatay Osmanlı Sözlük