budalalık etmek — akılsızca davranmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
ahmaklık — is., ğı Zekâsı az gelişmiş olma durumu, budalalık, anlayışsızlık, akılsızlık Nerede zekâ umarsak orada ahmaklıkla karşılaşırız. A. Ş. Hisar … Çağatay Osmanlı Sözlük
bönlük — is., ğü Bön olma durumu, budalalık, aptallık, sersemlik, saflık … Çağatay Osmanlı Sözlük
hırtlık — is., ğı Sersemlik, budalalık, ahmaklık … Çağatay Osmanlı Sözlük
hışır — is., hlk. 1) Olmamış meyve 2) sf. Taşkınlık gösteren, yaramaz (kimse) Serde toyluk vardı a canım. Sahi ne hışırdım o zaman. İlk gençlik, sersemlik, budalalık çağı. H. Taner 3) sf., argo Aptal, sersem Birleşik Sözler hışır hışır Atasözü, Deyim ve… … Çağatay Osmanlı Sözlük
noktası noktasına — zf. Eksiksiz olarak, tastamam bir biçimde Oynamadığımız budalalık komedisinin son perdesini sanki kapanmış gibi noktası noktasına hatırlıyorum. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
öküzlük — is., ğü 1) Budalalık, sersemlik 2) Budalaca, sersemce iş … Çağatay Osmanlı Sözlük
çikdirmak — çıldırmak, divane gibi bâzi hareketlerde bulunmak, budalalık etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
BELADET — Ahmaklık, sersemlik, kalınkafalılık. Budalalık … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
BELEH — Sersemlik, bönlük, ahmaklık, budalalık … Yeni Lügat Türkçe Sözlük