bulaşık

bulaşık
is., -ğı
1) Yiyecek veya içecekle kirletilmiş mutfak eşyası veya kap kacak

Tava indirilir, tepsilere dökülür, tepsiler güneşe konur, yıkanacak bulaşıklar kuyu başına götürülür.

- M. Ş. Esendal
2) mec. İz, etki, kalıntı

Daha balayının bulaşığı geçmedi.

- B. Felek
3) sf. Kirli

Bulaşık kap.

4) sf. Düzensiz, karışık

Bu karmakarışık ve bulaşık âlemi kendi hâline bırakırdı.

- A. Ş. Hisar
5) sf., mec. Yapışkan, sulu

Bulaşık adam.

Birleşik Sözler

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Нужно сделать НИР?

Look at other dictionaries:

  • bulaşık makinesi — is. Bulaşık yıkamaya yarayan alet Birleşik Sözler bulaşık makinesi tuzu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bulaşık deterjanı — is. Bulaşık yıkarken kullanılan toz, sıvı veya krem biçimindeki temizleme maddesi …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bulaşık eldiveni — is. Bulaşık yıkarken kullanılan, plastikten yapılmış, geçirimsiz eldiven …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bulaşık makinesi tuzu — is. Bulaşık makinelerinde yıkananların ve makine parçalarının üzerinde kireç kalıntısının oluşmasını engelleyen kimyasal bileşim …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bulaşık suyu — is. 1) Bulaşıkları yıkamak için kullanılan su 2) Bulaşığın yıkanmasıyla ortaya çıkan su Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller bulaşık suyu gibi …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bulaşık iş — is. Yolsuz, uygunsuz, kirli iş …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bulaşık adam — is. Yolsuz, uygunsuz işler yapan, sataşma alışkanlığı olan kimse …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bulaşık bezi — is. Bulaşıkları yıkamak için kullanılan bez …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bulaşık deniz — is. Mayın tehlikesi olan deniz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bulaşık gemi — is., den. Tayfalarında veya yolcuları arasında bulaşıcı hastalık bulunan gemi …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”