- bükülmek
- nsz
1) Bükme işine konu olmak, katlanmak
Yerde kenarı bükülmüş bir seccade vardı.
- F. R. Atay2) İplik eğrilmek3) Eğilmek4) Yönelmek
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Yerde kenarı bükülmüş bir seccade vardı.
- F. R. AtayÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
bükülmek — bükülmek; kesilmek I, 437; I I, 132, 285 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
kırılıp bükülmek — kırıtarak, kibarlığa özenerek konuşmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
eğilip bükülmek — bir kimsenin karşısında sıkıntı, utanç vb. duygularını açığa vuracak hareketlerde bulunmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
beli bükülmek — yaşlılık yüzünden güçsüz kalmak, bir iş yapamayacak duruma düşmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
initlemek — bükülmek, ham olup bir şeyi almak, muldurdamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
böke turmak — bükülmek, eğilmek III, 231 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
bukulmak — bükülmek, burkulmak, toplannnak II, 131, 132 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
kadrılmak — bükülmek, egilmek II, 235 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
kıvrılmak — nsz 1) Eğrilip bükülmek 2) Kıvrık bir duruma gelmek 3) Yuvarlak bir biçim almak 4) Dar bir yere büzülerek yatmak Bulunduğum yerde kıvrılıp yatmanın bir kolayını arıyordum. Y. K. Karaosmanoğlu 5) Dönmek, sapmak Ben onu görmemişçesine, gözlerimi… … Çağatay Osmanlı Sözlük
bel — 1. is., Far. bel Toprağı aktarmaya veya işlemeye yarayan, uzun saplı, ayakla basılacak yeri tahta, ucu sivri kürek veya çatal biçiminde bir tarım aracı Birleşik Sözler çatal bel Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller bel bellemek 2. is., anat. 1)… … Çağatay Osmanlı Sözlük