büyütebilmek — i Büyütme imkânı veya olasılığı bulunmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
büyütülmek — nsz Büyütme işi yapılmak Resmi ötekilerden ayrılarak büyütülmüştür. F. R. Atay … Çağatay Osmanlı Sözlük
büyütüş — is. Büyütme işi veya biçimi … Çağatay Osmanlı Sözlük
ilave — is., Ar. ˁilāve 1) Katma, ekleme, ulama 2) Eklenmiş, katılmış parça 3) Arttırma, büyütme, abartma 4) Ek Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller ilave etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
izam — 1. is., esk., Ar. iˁẓām Olduğundan büyük gösterme, büyütme, abartma Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller izam etmek 2. is., esk., Ar. iˁzām Bir kimseyi gönderme, yollama … Çağatay Osmanlı Sözlük
karelemek — i 1) Karelere ayırmak 2) Bir resmi büyütme veya küçültme işleminden sonra asıl örneğin oranlarını kopyasında da elde etmek için bir resmi eşit sayıda karelere ayırmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
mikrometre — is., Fr. micromètre 1) Büyük ölçüde büyütme gücü olan teleskop, mikroskop vb. optik aletlerle incelenen nesnelerin oylumlarını ölçmede kullanılan alet 2) Çok küçük uzunlukları ölçmeye, incelemeye yarayan alet 3) mat. Mikron … Çağatay Osmanlı Sözlük
AGRANDİSMAN — Fr. Büyütme (Fotoğrafçılıkta kullanılır … Yeni Lügat Türkçe Sözlük