alıcı — is. 1) Satın almak isteyen kimse, müşteri 2) Kendisine bir şey gönderilen kimse 3) fiz. Bir elektrik akımını alıp başka bir kuvvete çeviren aygıt Radyo alıcısı. 4) fiz. Almaç 5) sin., TV Kamera 6) hlk. Azrail Birleşik Sözler alıcı kuş alıcı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
can — is., Far. cān 1) İnsan ve hayvanlarda yaşamayı sağlayan ve ölümle vücuttan ayrılan madde dışı varlık 2) Yaşama, hayat Bir kedi yavrusunu kurtarmak için ipe sarılıp kuyuya iner, canımı tehlikeye koyardım. R. N. Güntekin 3) Güç, dirilik Her şeyde… … Çağatay Osmanlı Sözlük
can alıcılık — is., ğı Can alıcı olma durumu … Çağatay Osmanlı Sözlük
CAN-SİTAN — f. Can çıkarıcı, ruh alıcı. İnsana bela olan. Güzel … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
UKAD-I HAYATİYE — Can alıcı noktalar, hayat düğümleri. Bir şeyi meydana getiren aslî rükünler … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
Халаджи — Современный ареал расселения и численность Всего: 40000.чел … Википедия
Azrail — is., öz., din b., Ar. ˁazrāˀīl Tanrı buyruğu ile insanların canını almakla görevlendirilen melek, can alıcı Azrail ala canını, unuttura her sanını / Kara toprağa tenini kararlar bir eyyam gelir. Yunus Emre Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller… … Çağatay Osmanlı Sözlük
odak noktası — is. 1) Bir merceğe paralel olarak gelen ışınların, mercekten geçip kırıldıktan sonra merceğin öte yanında birleştikleri nokta 2) mec. En önemli konu, can alıcı nokta Bir öğrenci için kampüs, onun yaşamının odak noktasıdır. A. Cemal … Çağatay Osmanlı Sözlük
zurnanın zırt dediği yer — sürdürülmekte olan bir işin en can alıcı noktası … Çağatay Osmanlı Sözlük
alaçı — katil, celad, öldürücü, can alici … Çağatay Osmanlı Sözlük