CEMAAT — Topluluk. Bir yere toplanmış insanlar. Takım, bölük. * Fık: Bir imama uyup namaz kılan müslümanların heyeti. Bir mezhebe tâbi bir heyet teşkil eden ahali. * Aralarındaki münasebetleri din, örf ve âdetlere göre tanzim eden, akrabalık, komşuluk,… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
CEMAAT-İ HADEME-İ EHL — İ H Tar: Saray işlerini yapmakla vazifelendirilmiş sanatkârlar zümresi CEMAAT I MÜCELLİDÂN I HÂS Tar: Saraydaki kitabları ciltlemekle vazifeli sanatkârlar … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
cemâat — (A.) [ ﺖﻋﺎﻤﺝ ] 1. topluluk. 2. camide ibadet edenler … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
cemaat — bir dinden veya ırktan bulunanların topluluğu; toplum; topluluk; insan kalabalığı … Hukuk Sözlüğü
cemaat ne kadar çok olsa imam gene bildiğini okur — bir yetkili kimse, çevresindekilerin düşüncesi ne olursa olsun kendi istediğini yapmaya çalışır anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
cumhur cemaat — zf. Cümbür cemaat Oyuncakçı dükkânından satın alınmış, çocuk işi teneke bir makine ile dün gece cumhur cemaat rulet oynamıştık. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
cümbür cemaat — zf. Toplu olarak, hepsi birden, cumhur cemaat … Çağatay Osmanlı Sözlük
imam osurursa cemaat sıçar — argo yöneticilerin kötü bir iş yapmaları, onların buyruğundakilerin daha kötü bir iş yapmalarına yol açar anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
cümbül cemaat — topluca, herkez … Beypazari ağzindan sözcükler
ÜMMET — Cemaat, kavim, taife. * Bir hâkim milletin ashabından olan hey et i içtimaiye. * Bir peygambere inanıp onun yolundan giden insanların hepsi. Bir peygamberin Hakka davet ettiği cemaat. * Bir dille konuşan millet. * Arkasına düşülecek bir cemaat… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük