- cezasız
- sf.
Cezaya çarptırılmamış, cezalandırılmamış
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
yanına bırakmamak (veya koymamak) — cezasız bırakmamak, öç almak Böylece yaptıklarını yanlarına bırakmamış olacağım, insanlar neden öldürüldüğümüzü anlayacaklar. A. Ümit … Çağatay Osmanlı Sözlük
yanına kâr kalmak — cezasız kalmak Galiba bu tarihî günün yüzü suyu hürmetine Beyoğlu nda sürtüp durmaları yanlarına kâr kaldı. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
cezasızlık — is., ğı Cezasız olma durumu … Çağatay Osmanlı Sözlük
testiyi kıran da bir, suyu getiren de — iyiliğin ödülsüz veya kötülüğün cezasız kaldığını sitemli olarak anlatan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
ah yerde kalmaz — kötülük cezasız kalmaz anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
bir sıçrarsın çekirge, iki sıçrarsın çekirge, sonunda yakalanırsın çekirge (veya üçüncüsünde avucuma düşersin çekirge) — birkaç kez saklanabilen bir suç günün birinde ortaya çıkarak yapanı kötü bir duruma düşürür, suçlu cezasız kalmaz anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük