- ciddi
- sf., Ar. ciddī
1) Şaka olmayan, gerçek
Kısa zamanda yarı şaka, yarı ciddi tenkit edecek kadar yakınlaşmışlardı.
- T. Buğra2) AğırbaşlıBen onu pek ciddi bir genç olarak tanırım.
- H. R. Gürpınar3) Titizlik gösterilen, önem verilenBu dönemde yazara konu üzerinde vukuf, ciddi incelemeler şart koşulur.
- H. Taner4) Tehlikeli, endişe veren, ağır, vahim, kritikHastalığımızın oldukça ciddi olduğuna işaret etmekten kendimizi alamadık.
- B. Felek5) Eğlendirme amacı gütmeyen6) GülmeyenO ciddi bir tavırla mühim bir şey anlatmaya hazırlanmış gibiydi.
- Y. K. Karaosmanoğlu7) Güvenilir, sağlam, önemliCiddi bir gazetede genç bir muharririn şu sözleri beni hâlâ düşündürüyor.
- O. S. Orhon8) zf. Önem vererek, gerçek olarakSize bunu ciddi söylüyorum, yalan değil!
9) zf. Güvenilir biçimdeCiddi görünerek göze girmeye çalışıyormuş.
- R. H. KarayAtasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.