cilve

cilve
is., Far. cilve
1) Hoşa gitmek için yapılan davranış, kırıtma, naz

Romantik devirlerde bu nevi cilvelere aşk mâni olurdu, şimdi de kültür.

- P. Safa
2) mec. Görünme, ortaya çıkma, tecelli

Denizin çok cilvelerini tattık, diyordu.

- R. N. Güntekin
Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller
- <

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем решить контрольную работу

Look at other dictionaries:

  • cilve — (A.) [ ﻩﻮﻠﺝ ] 1. görünme. 2. kırıtma …   Osmanli Türkçesİ sözlüğü

  • CİLVE — Esmâ i İlâhînin tecellisi. * Tecelli. * Güzellere yakışır duruş ve davranış. Dilberâne hareket. Naz ve edâ. Hoşa giden görün …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • cilve etmek (veya yapmak) — nazlanmak, kırıtmak Değil mi ki cilveler yapıyorsun, kalkıp da bize erdemlilikten söz etme! A. İlhan …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • CİLVE-İ İRÂDE — İrâde ve kasdı gösteren tezahür ve tecelli. Cenab ı Hakkın kendi bizzat isteği ve iradesiyle yaptığını gösteren oluş ve intizam, mükemmeliyet. (İnsanın nasıl ruhu bütün cesedine özel bir münasebeti var ki: Bütün âzâsını ve eczasını birbirine… …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • eşeğe cilve yap demişler, çifte atmış — kaba ve ahmak kişinin hoşa gitsin diye söylediği sözler ve yaptığı işler, kaba ve incitici olur anlamında kullanılan bir söz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • CİLVEGÂH — (Cilve geh) f. Cilve edilecek yer, cilve yeri …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • čilvėti — čilvėti, čìlva, ėjo žr. čilbėti 1: Čilva drabnosios paukštelės, gieda geguželė LTR(Tvr) …   Dictionary of the Lithuanian Language

  • CELEVAT — (Cilve. C.) Cilveler. Hüsn ü zuhûrlar …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • DELAL — Cilve, naz, işve. İnsana güzel ve sevimli görünecek hâl, durum …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • CİLVENÜMÂ — f. Cilve yapan, cilve gösteren, cilve eden …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”