- coşkulu
- sf.
Coşkusu olan
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
agitato — zf., müz., İt. agitato Canlı ve coşkulu bir biçimde (çalınmak) … Çağatay Osmanlı Sözlük
ateşli — sf. 1) Ateşi olan Ateşli hasta. 2) mec. Heyecanlı, coşkulu Ateşli bir tartışma. Arkadaşım ateşli bir Rumeli delikanlısı idi. F. R. Atay 3) mec. Cinsel istekleri güçlü olan Birleşik Sözler ateşli ateşli ateşli silah … Çağatay Osmanlı Sözlük
coşkulandırmak — i Coşkulu duruma getirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
coşkulanmak — nsz Coşkulu duruma gelmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
coşkululuk — is., ğu Coşkulu olma durumu … Çağatay Osmanlı Sözlük
gerilim — is. 1) Gerginlik, tansiyon Çayların dağılışı, gerilime bir çeşit ara verir gibi oldu. H. Taner 2) db. Konuşmada bir sesin ortaya çıkması için ses kirişlerinin gerginleşmesi, tansiyon 3) fiz. İki ucundan ters yanlara çekilen bir telin her… … Çağatay Osmanlı Sözlük
lirizm — is., ed., Fr. lyrisme Kişisel duyguların ilham yolu ile coşkulu ve etkili anlatımı Vezin ve kafiyenin atılması, lirizmden yüz çevirme, imge kullanılmaması, şiirde yenilik sayılıyordu. S. Hilav … Çağatay Osmanlı Sözlük
meclis — is., Ar. meclis 1) Bir konuyu konuşmak veya görüşmek için yapılan toplantı 2) Bu toplantının yapıldığı yer, şûra 3) Bir konuyu konuşmak veya görüşmek için bir araya gelmiş kimseler topluluğu Yemekten sonra meclis gruplara ayrılmıştı. P. Safa 4)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
nefes kesici — sf. Heyecanlı, coşkulu … Çağatay Osmanlı Sözlük
söylev — is. Bir topluluğa düşünceler, duygular aşılamak amacıyla söylenen, uzunca, coşkulu ve güzel söz, nutuk, hitabe Genel sekreter, heykelin önünde verdiği söylev esnasında, biraz evvel kurdeleyi kestiği makasla oynarken parmağını kanatmıştı. R. N.… … Çağatay Osmanlı Sözlük