- çalı çırpı
- is.
Kolayca ateş yakmaya yarayan ince ve kuru ağaç dalı, kuru ot vb. şeyler
Ocağa yaklaştılar, çalı çırpı yığınını tutuşturdular.
- N. Cumalı
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
çalı çırpı
Look at other dictionaries:
çalı-çırpı — bax çırpı. <Ovçu:> Çalıçırpıdan, otlardan qayırdıqları kiçik daxmalarda gizlənib bir əlilə torun ipini tutar. A. Ş.. <Komandir:> Hamınıza əmr edirəm, hər kəs bu saat bir qucaq dolusu çalı çırpı toplamalıdır. S. H … Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti
çırpı — is. 1) Dal, budak kırpıntısı Bir çırpıya benzeyen kolunu sol tarafta bir yere uzattı. Y. K. Karaosmanoğlu 2) Boyalı ve gergin bir sicimi yay gibi çekip bırakmak yoluyla çizgi çizme Çırpı vurmak. 3) Çok zayıf Birleşik Sözler çırpı ipi çalı çırpı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çalı — is., bit. b. Böğürtlen, ahududu gibi küçük, dalları dibinden çatallanan ve sapları odunsu bitki Birleşik Sözler çalı bülbülü çalı çırpı çalı dikeni çalı fasulyesi çalı horozu çalı kakıcı … Çağatay Osmanlı Sözlük
çirpi — çirpilmiş, çalı ve çirpi, teraş … Çağatay Osmanlı Sözlük
çar çepel — çalı çırpı … Beypazari ağzindan sözcükler
çelçepel — çalı çırpı … Beypazari ağzindan sözcükler
piren — çalı çırpı gibi bir çeşit yakacak … Beypazari ağzindan sözcükler
askı — is. 1) Üzerine herhangi bir şey asmaya yarar nesne Giysi askısı. 2) Pantolon veya giysilerin düşmesini önlemek için omuzdan aşırılan bağ 3) Artırma, eksiltme vb. resmî iş ilanlarının ilgili daire duvarında belli bir zaman süresince asılı durması… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çepel — is. 1) Kir, bulaşık, çamur, pislik 2) Ürüne karışmış yabancı madde Üzümün çepelini ayıkladı. 3) Çalı çırpı 4) hlk. Bozuk, kapalı, yağmurlu hava Şu saatte kar yağıyordur, daha fenası hava çepeldir, sokaklar çamurludur. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
çeper — is., hlk. 1) Çit Sıra sıra çeperler / Çepere su serperler / Irak yoldan geleni / Terli terli öperler. Halk türküsü 2) Ahlaksız, huysuz, geçimsiz kimse 3) Bağ çubuğu, çalı çırpı 4) Sebze bahçesi 5) Zar Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller çeper… … Çağatay Osmanlı Sözlük
