çalımlı çalımlı

çalımlı çalımlı
zf.
Çalım göstererek, çalım satarak

Kâzım Bey çalımlı çalımlı çıktı gitti.

- F. R. Atay

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем написать курсовую

Look at other dictionaries:

  • çalımlı — sf. 1) Gösterişli, kurumlu 2) is., den. Başı yüksek, yapısı dar gemi Birleşik Sözler çalımlı çalımlı alımlı çalımlı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • alımlı çalımlı — sf. Gösterişli, güzel O gün Hasan ı alımlı çalımlı bir aktrisle rol yaparken gören Zehra çok kızdı. O. C. Kaygılı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • alımlı — sf. 1) Alımı olan, çekici, cazibeli, albenili, cazip Hepsi, bu gelinler gibi nazlı, süslü ve alımlı hanımlar. A. Ş. Hisar 2) Kurumlu, çalımlı, gururlu Birleşik Sözler alımlı çalımlı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çığır — is. 1) Çığın kar üzerinde açtığı iz 2) Hayvanların gide gele açtıkları ince yol, keçi yolu, patika 3) İz Sabanın sapına çalımlı çalımlı sarılarak kuvvetli demirin açtığı çığır üzerinde ağır adımlarla yürümekteydi. N. Nâzım 4) Büyük hattatların… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • afili — sf. Gösterişli, çalımlı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • afra tafra — is. 1) Çalım Afra tafrasından geçilmiyor. 2) zf. Çalımlı bir biçimde Dördüncü hafta sonunda afra tafra bir geliş geldi ki tanıyamadık. H. Taner Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller afra tafra yapmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • afralı tafralı — sf. Çalımlı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • azametli — sf. 1) Ulu, çok büyük 2) Gururlu 3) Görkemli, heybetli 4) Debdebeli 5) Çalımlı, kurumlu Hatta biraz da azametli, kibirli muamelesi bana epeyce garip görünmüştü doğrusu. Y. K. Karaosmanoğlu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çalımlanmak — nsz 1) Çalımlı davranmak 2) Kendisine çalım yapılmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çalımlılık — is., ğı Çalımlı olma durumu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”