- alımlı
- sf.
1) Alımı olan, çekici, cazibeli, albenili, cazip
Hepsi, bu gelinler gibi nazlı, süslü ve alımlı hanımlar.
- A. Ş. Hisar2) Kurumlu, çalımlı, gururluBirleşik Sözler
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Hepsi, bu gelinler gibi nazlı, süslü ve alımlı hanımlar.
- A. Ş. HisarÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
alımlı çalımlı — sf. Gösterişli, güzel O gün Hasan ı alımlı çalımlı bir aktrisle rol yaparken gören Zehra çok kızdı. O. C. Kaygılı … Çağatay Osmanlı Sözlük
Sports réunis déodatiens — Infobox club sportif SR Saint Dié … Wikipédia en Français
albenili — sf. Alımlı … Çağatay Osmanlı Sözlük
belirgin — sf. Belirmiş durumda olan, göze çarpan, besbelli, açık, bariz, sarih Hüzünlü bakışlarının daha belirgin hâle getirdiği iri, siyah, ceylan gözleriyle ... alımlı da sayılabilirdi. E. Bener … Çağatay Osmanlı Sözlük
cazibedar — sf., esk., Ar. cāẕibe + Far. dār Çekiciliği olma, alımlı Epeyce bozulmuş olmakla beraber o sevimli çirkinliği hâlâ cazibedardı. H. C. Yalçın … Çağatay Osmanlı Sözlük
cazibeleşmek — nsz Çekici, alımlı duruma gelmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
cazibeleştirmek — i Çekici, alımlı duruma getirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
cazibeli — sf. 1) Alımlı Sesi mat, yavaş, tatlı ve cazibeli idi. F. R. Atay 2) mec. Önemli, ağırlığı olan Zamanın en ciddi, en cazibeli bir meselesini konuşabilmek için oraya kapanmışlar ve kendilerini unutmuşlardı. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
cazip — sf., bi, Ar. cāẕib Alımlı Gizli bir musikinin vezniyle dalgalanan ipekli maddeler gibi cazip, yumuşak ve tatlı idi. P. Safa … Çağatay Osmanlı Sözlük
cennet kuşu — is., hay. b. 1) Cennet kuşugillerden, tüyleri güzel renkli bir kuş (Paradisea apoda) 2) mec. Güzel, alımlı kadın İbiş in odasına cennet kuşları baskın vermişti. T. Buğra 3) hlk. Çok küçükken ölen çocuk … Çağatay Osmanlı Sözlük