- çarpmak
- -e, -ar
1) Hızla değmek, vurmak
Ahmet şaşkınlığından bir kestane yığınına çarptı, canı acıyordu.
- S. F. Abasıyanık2) nsz Etkisiyle birdenbire hasta etmekGüneş çarpmak. Kömür çarpmak.
3) -i Varlığına inanılan bir gücün öfkesine uğramakYeşildirek'te yatan evliya hepinizi çarpar.
- K. Tahir4) -i El çabukluğu ile çalmak, dolandırarak elde etmekKöprüden denizi seyredenlerin cüzdanını hep çarparlar.
- B. Felek5) -i Kurnazlıkla, zorla ele geçirmekİhtiyarın üç aylıkları aldığı günler çıkagelir, allem edip kallem edip zavallının yarı maaşını çarpar kaçar.
- H. Taner6) nsz Kalp, hızlı hızlı vurmak7) -i, -le, mat. Biri çarpılan, öbürü çarpan denilen iki sayı verildiğinde çarpanı çarpılandaki birim kadar çoğaltarak çarpım adı verilen bir üçüncü sayıyı elde etmek, darp etmek8) -i, mec. Çekiciliğiyle etkilemek, şaşırtmakGüzel halk türkülerinde beni çarpan şey bunların hepsinin arkasında bir vaka, bir macera, nihayet bir insan bulunmasıdır.
- B. R. EyuboğluBirleşik Sözler
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.