- çenetli
- sf., biy.
İki veya daha çok çeneti bulunanBirleşik Sözler
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
bir çenetli — sf., bit. b. Tek parçalı (kapsüllü yemiş) … Çağatay Osmanlı Sözlük
eşit çenetli — sf., hay. b. İki çenedi birbirine eşit olan (yumuşakça) … Çağatay Osmanlı Sözlük
iki çenetli — sf., bit. b. 1) Çatladığında kabuğu iki çenete ayrılan (meyve) 2) hay. b. İki parçalı kavkısı birbirine kaslarla bağlı yassı solungaçlılardan midye, istiridye vb. (hayvan) … Çağatay Osmanlı Sözlük
bir — is. 1) Sayıların ilki 2) Bu sayıyı gösteren 1, I rakamlarının adı 3) sf. Bu sayı kadar olan Bir kalem. 4) sf. Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı) Bir adam sizi arıyor. 5) sf. Tek Allah birdir. 6) sf. Beraber Hep biriz, ayrılmayız … Çağatay Osmanlı Sözlük
denizkabuğu — is. 1) İstiridye gibi çenetli deniz canlılarının kabuğu 2) Bu kabuklarla yapılan süslemeler … Çağatay Osmanlı Sözlük
deniztarağı — is., hay. b. İki çenetli kabuklu bir yumuşakça türü (Pecten) … Çağatay Osmanlı Sözlük
eşit — sf. 1) Yapı, değer, boyut, nicelik ve nitelik bakımından birbirinden ne artık ne eksik olmayan (iki veya daha çok şey), müsavi Bunlar bastonlarına dayanarak hep eşit adımlarla yürürler. S. Birsel 2) Aynı haklardan yararlanan, aynı düzeyde olan… … Çağatay Osmanlı Sözlük
iki — is. 1) Birden sonra gelen sayının adı 2) Bu sayıyı gösteren 2, II rakamlarının adı 3) sf. Birden bir artık Bir sokak başında kavga eden iki çocuğu ayırdı. H. Taner Birleşik Sözler iki anlamlı iki ayaklı iki başlı iki bir ikibuçukluk … Çağatay Osmanlı Sözlük
iki çenetliler — is., ç., bit. b. İki çenetli kabuklular sınıfı … Çağatay Osmanlı Sözlük
kolsu ayaklılar — is., ç., hay. b. Erginken genellikle bir yere tutunarak yaşayan ve gövdeleri iki çenetli kabuk içinde olan deniz hayvanları … Çağatay Osmanlı Sözlük