çıngırak

çıngırak
is., -ğı
1) Küçük çan

Sıcaktan o kadar bunalmıştık ki uğuldayan kulaklarımız, eski usul sac kapıya asılı iri çıngırağın sesini kavrayamadı.

- R. H. Karay
2) İçindeki tanelerin hareketiyle ses çıkaran metal nesne

Kollarını, çıngırağı tutmak istermiş gibi oynatıyor, ileriye geriye, iki yana.

- A. İlhan
Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем сделать НИР

Look at other dictionaries:

  • sanğrak — çınğırak; çekirdek, nebat içindeki levze denilir …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • tonkrağu — çıngırak, konğrak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • koñragu — çıngırak, konrak, tongurak, çan, 11, 358; III, 387, 402 kulağın altındaki çıkıkça kemik III, 387 …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • çıngırakçılık — is., ğı Çıngırak yapma veya çıngırak satma işi …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çıngıraklı — sf. 1) Çıngırak taşıyan, üzerinde çıngırak bulunan Bir gün bol çıngıraklı atları sabırsızca kişneyen bir yaylı, kapımızın önünde durdu. B. R. Eyuboğlu 2) mec. Neşeli ve yüksek sesli (gülüş, kahkaha) Bedri beklenmedik çıngıraklı bir kahkaha… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çıngırdak — is., ğı 1) Çıngırak 2) Çocuk oyuncağı olarak kullanılan saplı bir tür çıngırak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bodrum katı — is. Bir yapının zemin katının altında olan ve oturulabilen en alt katı Bu acı çıngırak sesi galiba bodrum katından geldi. Ö. Seyfettin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çıngır çıngır — zf. Çıngırak sesine benzer ses çıkararak Ara sıra kahkahayı bastığı zaman evin içini çıngır çıngır öttürüyordu. R. N. Güntekin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çıngırakçı — is. Çıngırak yapan veya satan kimse …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çıngırdamak — nsz Çıngırak sesi çıkarmak Caz alabildiğine çıngırdıyor, gümbürdüyor, garsonlar sağa sola seğiriyor. H. E. Adıvar …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”