- çırçıplak
- sf., -ğı
Çırılçıplak
Hasta binlerle, bakan yok; diriler çırçıplak / Ölüler kaskatı olmuş, hani kim kaldıracak?
- M. A. Ersoy
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Hasta binlerle, bakan yok; diriler çırçıplak / Ölüler kaskatı olmuş, hani kim kaldıracak?
- M. A. ErsoyÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
çırçıplaklık — is., ğı Çırçıplak olma durumu … Çağatay Osmanlı Sözlük
çırılçıplak — sf., ğı 1) Tamamen çıplak, çırçıplak, anadan doğma, anadan üryan Çırılçıplak bir ovanın ortasındayız. R. N. Güntekin 2) zf., mec. Çok açık bir biçimde Hepsinin yüzünde de aynı endişe çırılçıplak görünüyor. P. Safa … Çağatay Osmanlı Sözlük
dımdızlak — sf., ğı 1) Çırçıplak 2) Tepesinde saçı dökülmüş (kimse) Göbeği dükkânımızdaki şarap şişelerinden daha şişkin ve daha yuvarlak olan dımdızlak başlı Barba hiç istifini bozmadı. O. C. Kaygılı 3) mec. Elindeki her şeyini, imkânlarını yitirmiş Atasözü … Çağatay Osmanlı Sözlük
sivil — sf., Fr. civil 1) Askerî olmayan Sivil savunma. 2) Asker sınıfından olmayan (kimse) 3) Özel bir biçimde olmayan, üniforma olmayan (giysi) Arkasında siyah şayaktan bir sivil elbise vardı. R. N. Güntekin 4) Üniforma veya özel giysi giymemiş olan… … Çağatay Osmanlı Sözlük