çivilemek

çivilemek
-i, -e
1) Bir şeyi bir yere çivi ile tutturmak, mıhlamak
2) Aynı noktaya sürekli olarak bakmak

Duvara sırtını verip çömeldi. Gözünü hamamcının geleceği yola çiviledi.

- A. Sayar
3) -i, mec. Vurmak, öldürmek
4) -e, mec. Olduğu yerde hareketsiz bırakmak

Maçın sonuna kadar sanki koltuğuna çivilemişler, hiç kımıldamıyor.

- A. İlhan
5) mec. Sabitleştirmek, kesin olarak yerleştirmek

Adamı dışarıya çekerken bir cümleyi zihnine çiviler gibi yerleştirdi.

- A. Gündüz

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Нужно решить контрольную?

Look at other dictionaries:

  • kadamak — çivilemek, mihlemek, mismarlamak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çivileme — is. 1) Çivilemek işi 2) sp. Topu karşı alana dikine indirmeye yarayan sert vuruş 3) zf. Dimdik ve ayaküstü bir durumda (denize atlama) …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çivileyivermek — i, e Ansızın veya çabucak çivilemek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • mıhlamak — i 1) Mıhla tutturmak, çakmak, çivilemek 2) Birini silahla yaralamak veya öldürmek 3) mec. Birini veya bir şeyi bir yerden ayrılamaz, kıpırdayamaz duruma getirmek Korku ikimizi de sanki mıhlamıştı. A. Rasim …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çarmıha germek — haç biçimindeki darağacına çivilemek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”