- çok hücreli
- sf., biy., hay. b.
Yapısında birden çok hücre bulunan (hayvan veya bitki)
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
hücreli — sf. Hücresi olan Birleşik Sözler bir hücreli çok hücreli tek hücreli çok hücreliler … Çağatay Osmanlı Sözlük
çok — sf. 1) Sayı, nicelik, değer, güç, derece vb. bakımından büyük ve aşırı olan, az karşıtı Bana matematik çok kolay geldi. F. R. Atay 2) zf. Aşırı bir biçimde Ben annemi çok severim. Birleşik Sözler çok anlamlı çok ayaklılar çokbilmiş çok çok … Çağatay Osmanlı Sözlük
çok gözeli — is. Çok hücreli … Çağatay Osmanlı Sözlük
kabuklular — is., ç., hay. b. Kabukları, yapılarındaki kireçli tuzlar dolayısıyla sertleşmiş olan, solunum aygıtları balıklara benzeyen, çok hücreli hayvanlardan eklem bacaklılar sınıfı Yengeç ve ıstakoz kabuklulardandır … Çağatay Osmanlı Sözlük
karyokinez — is., biy., Fr. caryocinèse Çok hücreli canlılarda hücrenin belli evrelerden geçerek çoğalması, mitoz … Çağatay Osmanlı Sözlük
kist — is., bit. b., Fr. kyste 1) Sporlu bitkilerde, özellikle mantarlarda, su yosunlarında görülen, bir veya birkaç hücreden oluşmuş organ 2) tıp İçi koloit, yağ vb. sıvı veya yarı sıvı bir madde ile dolu patolojik torba 3) hay. b. Tek hücrelilerin… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kordalılar — is., ç., hay. b. Sölomları iyi gelişmiş çok hücreli hayvanlar topluluğu … Çağatay Osmanlı Sözlük
kuşlar — is., ç., hay. b. Çok hücreli hayvanlardan, omurgalıların geniş bir sınıfı … Çağatay Osmanlı Sözlük
omurgasızlar — is., ç., hay. b. Omurgasız, çok hücreli hayvanlar (Protostomia) … Çağatay Osmanlı Sözlük
sünger — is., hay. b., Rum. 1) Genellikle denizlerde bir yere tutunarak koloni durumunda yaşayan, çok hücreli ilkel hayvan 2) Bu hayvanın temizlik işlerinde kullanılan, suyu fazlaca çeken esnek iskeleti 3) Yapay olarak elde edilen temizlik veya dolgu… … Çağatay Osmanlı Sözlük